6"Dedi ki: "Ya Rabbi, ben kavmimi gece-gündüz davet ettim, fakat benim davetim kaçmadan başka hiç bir şeyi artırmadı". Kaderin Delili Bil ki bu, bütün hadiselerin, Allah'ın kaza ve kaderi ile meydana geldiğine delalet eden ayetlerden biridir. Bu böyledir. Çünkü biz, aynı mecliste, aynı ifadelerle o peygamberin davetini duyan iki insan görüyoruz. Böylece bu konuşulanlar bu İki kişiden birisinin hidayete, hakka yönelmeye, iman arzusuna; ikinci kişinin de isyanının, kibrinin ve nefretinin had noktaya varıp dayanmasına sebep oluyor. Birisi, "bu nefret ve arzu kişinin iradesiyle meydana gelmiştir" diyemez. Çünkü bu, elle tutulur-gözle görülür bir konuda işi yokuşa sürmedir. Zira nefret eden, kalbini, o nefrete; rağbet eden de kalbini o rağbete mecburmuş gibi hisseder. Bu nefret tahakkuk edince, akabinde isyanın, hakdan ve hakikatten yüz çevirmenin tahakkuk etmesi gerekir. Eğer arzu ve istek meydana gelmiş olsaydı, bunun peşinden de inkiyâd ve taatın meydana gelmesi gerekir. Böylece bu daveti dinlemenin, iki kişiden birisi taat ve inkiyadını gerektiren arzuya; ikincisini de, isyan ve direnişini gerektiren nefrete götürmesinin, ancak Allah'ın kaza ve kaderiyle olduğunu anlamış bulunuyoruz. Buna göre eğer, "Farzet ki bu nefret ve arzunun meydana gelmesi kişinin irade ve ihtiyarıyla olmamıştır. Fakat nefret anında isyanın meydana gelmesi, kulun ihtiyarıyla olur. Çünkü kul bu nefretine rağmen, yine inkiyad ve itaat içinde bulunabilir" denilirse, biz deriz ki: Nefretin meydana gelmesi eğer, rağbet ve arzu sebeplerinden herhangibiriyle çelişmez, hatta rağbet kokusundan bile uzak olursa, o fiilin meydana gelmesi imkansız olur. Bu böyledir. Çünkü nefret ve arzu meydana geldiğinde, fiil meydana gelmiş olmaz. Binaenaleyh nefret meydana geldiğinde, o işin yapılmaması arzusuna bir engel eklenirse, fiilin meydana gelmesi haydi haydi imkansız olur. Böylece bu ayetin, Allah'ın kaza ve kaderine delalet eden en kuvvetli delillerden olduğu anlaşılır. Halkın Kulak Tıkaması |
﴾ 6 ﴿