10"Artık dedim ki: Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O, çok affedicidir". Mukatil şöyle der: "Nûh (aleyhisselâm)'un kavmi, onu uzun süre yalanlayınca, Allahü teâlâ, kırk yıl süresince yağmurlarını kesti ve hanımlarını zürriyetsiz bıraktı. Bunun üzerine onlar, bu konuda Hazret-i Nûh (aleyhisselâm)'a müracaat ettiler de o da, "Şirkinizden ötürü Rabbinizden af dilemenizi isteyin ki, size nimetlerinin kapılarını açsın" demiştir." Bil ki Cenâb-ı Hakk'a ibadet ve itaatla meşgul olmak, hayır kapılarının açılışının sebebi olur. Bunun delilleri şunlardır: 1) Cenâb-ı Hakk'ın hıristiyan kafirler hakkında da, "Onlar o çok esirgeyici (Allah'a) bir evlad iddia ettiler diye, "Bu (sözden) dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıp çökecek" (Meryem, 90-91) buyurmuş olduğu gibi, küfür (inkâr) alemin harab olmasına sebeptir. Dolayısıyla küfür, alemin harab oluşuna sebep olunca, imanın da alemin mamur olmasına sebep olması gerekir. 2) Bu husustaki ayetler de buna delildir. Bunlardan biri bu ayettir. Bir diğeri de, "Eğer o belde halkı iman edip, Allah'dan korksalardı, onlara göğün (bereket) kapılarını açardık" (Araf, 96); "Eğer onlar, Tevrat ve încil ile tam manasıyla amel edip, Rablerinden kendilerine indirilen (emirleri) hakkıyla yerine getirmiş olsalardı, üstlerindeki (gökten) ve altlarındaki (yerden), (bol bol) yerlerdi" (Maide. 66); "Eğer onlar o yol üzerinde dosdoğru gitselerdi, elbet onlara bol su içirirdik" (Cin, 16); "Kim Allah'dan ittikâ ederse, (Allah) ona bir çıkış (yolu) nasib eder ve hiç hesab etmediği bir taraftan rızık(lar) verir" (Talak, 2-3) ve "Ailene namazı emret ve kendin de ona sebat ile devam et. Biz senden bir rızık istemiyoruz. Seni Biz rızıklandırırız"(Taha, 132) ayetleridir. 3) Allahü teâlâ, "Cinleri ve insanları, ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım" (Zariyat, 56) buyurmuştur. Binâenaleyh ins ve cin, esas maksadı yapmaya çalıştıklarında, bunun peşinden, dünyada muhtaç oldukları şeyler gerçekleşir. 4) Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), yağmur duasına çıkmıştı. Sadece istiğfarda bulundu, başkaca bir dua yapmadı. Ona, "Seni, yağmur duasında bulunur görmüyoruz?" denildiğinde, "Ben, göğün "mecâdîhi" ile yağmur istedim" dedi. "Micdah", üç belli yıldız demek olup, bunların doğuşu nadir olur. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), istiğfarı, şaşmayan sadık doğuş zamanlarına benzetmiştir. Bekr b. Abdullah'ın da şöyle dediği rivayet edilmiştir: "İnsanların en günahkar olanları, az istiğfarda bulunanlardır. En çok istiğfar edenleri de en az günahkar olanlarıdır." Yine Hasan el-Basrî'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: Birisi, ona, kıtlıktan serzenişte bulunmuş, o da, "Allah'a istiğfar et" demişti. Bir diğer insan, fakirliğinden; bir başkası zürriyetinin azlığından, bir başkası, arazisinin verimsizliğinden şikayet etmiş. Hasan el-Basrî hepsine de, istiğfarda bulunmalarını söylemiştir. Bunun üzerine oradakilerden biri ona, "Sana değişik dertlerini arzeden bir takım kimseler geldi. Sen ise hepsine, istiğfarda bulunmalarını söyledin?" deyince, o, bu ayeti okudu. Ayetle İlgili Bazı Sorular Bu ayetle ilgili şöyle bir kaç soru sorulur: Birinci Soru: Hazret-i Nûh (aleyhisselâm), kafirlere, bu ayetten önce, İbadet, Allah'dan korkma ve taatı emretmiştir. Bundan sonra, onlara istiğfarda bulunmalarını emretmesinin ne faydası var? İstiğfar İsteğini Sona Bırakması Cevap: O, kavmine, ibadeti emredince, onlar ona, "Eğer üzerinde olduğumuz o eski dinimiz hak idiyse, niçin bize onu terketmeyi emrediyorsunuz? Yok eğer batıl idiyse, artık Allah, biz Kendisine (bunca) isyan ettikten sonra, bizi nasıl kabul eder?" dediler de, Nûh (aleyhisselâm) da, "Siz, hernekadar O'na isyan ettiyseniz de, gelin o günahlarınıza istiğfar ediniz. Çünkü O, gaffar (çok yarlıgayan – bağışlayan)dır" dedi." 2. Kâne'nin İstimrar Bildirmesi İkinci Soru: Cenâb-ı Hak niçin, buyurmuş da,dememiştir? Biz deriz ki: Cenâb-ı Hak, bu ifadesiyle, Kendisinin, Kendisinden mağfiret talebinde bulunan herkes hakkında çok affedici olduğunu belirtmek istemiştir. Buna göre O, adeta, "Benim bağışlayıcı oluşumun şu anda meydana geldiğini sanmayınız. Ben, hep böyleyim" demek istemiştir. Buna göre bu, "Af, O'nun, adeta sanatı ve mesleğidir" anlamındadır. İnsanın Hoşlandığı Şeyler |
﴾ 10 ﴿