14

"Halbuki O sizi, gerçekten türlü türlü tavırlar ve hallerle yaratmıştır".

Bu ifade, cümle olarak "hal"dir. Buna göre Cenâb-ı Hak sanki, "Hal bu iken ve bu da O'na iman etmeyi gerektirirken, size ne oluyor da Allah'a iman etmiyorsunuz. Çünkü O, sizi önce toprak, sonra "nutfe", sonra "alaka", sonra "mudga", sonra kemik ve et olarak yaratmış, daha sonra da size bir başka hilkat verdik" demektir.

Buna göre burada şöyle bir üçüncü bir izah vardır: O topluluk Hazret-i Nûh (aleyhisselâm)'u hafife almada cok ileri gidiyorlardı. Böylece Allahü teâlâ, onlara, ona saygı göstermeyi ve hafife almamayı emretti. Dolayısıyla onlara sanki, "Sizler, Nuh'a saygı gösterip, onu hafife almadığınızda, bu saygı, Allah için olmuş olur. öyle ise size ne oluyor da bir "vakar" ummuyorsunuz ve bu vakarı, Allah için, O'nun emri için ve O'na taat için yapmıyorsunuz. Çünkü insanın Allah için yaptığı herşeyden mutlaka bir hayır umması gerekir."

Bu hususta bir dördüncü izah da şöyledir: Sebat demek olan vakar, birşey sabit olup, karar kıldığında söylenen fiilindendir. Buna göre Cenâb-ı Hak sanki, "Size ne oluyor?" demiş. Cümle burada bitmiş. Daha sonra da istifham-ı inkârı üslubuyla, yani, "Allah için bir sebat ve beka ummuyorsunuz. Çünkü siz eğer O'nun sebat ve bekasını umsaydınız, mutlaka O'ndan korkar ve peygamberleri ile emirlerini hafife almaya yertenmezdiniz" demektir. O halde ayetteki, "ummuyorsunuz" ifadesi ile, "inanmıyorsunuz" manası kastedilmiştir. Çünkü birseyi uman, ona inanmış demektir.

Yaratılışın Allah'ın Varlığına Delaleti

Bil ki Allahü teâlâ bu ayette, Kendisine ta'zîmi emredince, birliğine çeşitli delillerle istidlalde bulunmuştur:

Enfüsî Delil

Birinci Delil: "O sizi, gerçekten türlü türlü tavırlar ve hallerle yaratmıştır" ayetinin ifade ettiği husustur. Bu hususta şu iki izah yapılabilir:

a) Leys, "tavra" kelimesinin, "tareten" (bazan) manasına geldiğini söylemiştir. Buna göre ayet, "Biraz önce de bahsettiğimiz gibi, insanın nutfe, alaka... oluşunda olduğu gibi, halden hale geçişi ile, yani merhale merhale yarattı" demektir.

b) lbnu'l-Enbari ise, "Tavr, "hal" demektir. Buna göre mana, "O sizi, biribirinize benzemeyen farklı farklı sınıflar olarak yarattı" şeklindedir.

Cenâb-ı Hak birliğine dair olan bu enfüsî delili zikredince, peşisıra, Kur'ân'ın tamamında alışılagelen üslubu üzere, birliğine dair âfâkî deliller de getirmiştir.

Âfâkî Delil

İkinci Delil: Bu, şu ayetin ifade ettiği husustur.

14 ﴿