21"Nûh dedi ki: "Ya Rabbi, gerçekten onlar bana isyan ettiler ve malları ile evlatları, ancak hüsranlarını artıran kimselere uydular". Bu böyledir. Çünkü Cenâb-ı Hak, bu sûrenin başında, "Allah'a ibadet edin, O'ndan korkun ve O'na itaat edin" buyurmuştu. Buna göre sanki, "Ben onlara, "Bana itaat edin..." dedim, ama onlar Bana isyan ettiler" demek istemiştir. İkincisi, çirkin fiilleri ise, "Malları ve evlatları, ancak hüsranlarını artıran kimselere uydular" ifadesiyle anlatılmaktadır. Bu ifadeyle ilgili iki mesele var: Birinci Mesele Cenâb-ı Hak, birinci ifadede, onların Kendisine âsî olduklarını belirtmiş, burada ise, o isyanlarına, başka bir isyan da kattıklarını belirtmiştir. O isyan da, onların, kendilerini inkara davet eden başkanlarına itaat etmeleridir. Ayetteki bu ifade, "Mallar ve evlatlar hernekadar dünyada faydalı olan şeyler türünden gözüküyor iseler de, ahirette zarara ve iflasa sebep olabilecekleri" için, adeta, sırf zarar kabul edilmişlerdir. Gerçekte de durum böyledir. Çünkü ahiret yanında, dünya yok gibidir. Binâenaleyh dünyevî menfaatler, ahirette iflasa sebep olunca, anında öldüren zehirli bir lokma tatlı gibi olmuş olurlar. "Allah kafirlere nimet vermez" diyenler, bu ayeti delil getirerek şöyle demişlerdir: "Çünkü Allah'ın kafirlere verdiği bunca nimetler, birtakım istidraçlar ve ebedî azaba götüren sebepler olunca, sanki bir hiç gibi olurlar. İşte bu espiri ile, Nuh (aleyhisselâm) bu ayette, "Malları ile evladan, ancak hüsranlarını artıran kimselere uydular" demiştir. İkinci Mesele Vâv'ın dammesi ile, şeklinde de kıraat vardır. Bil ki, "vüld" de, veled (çocuk) manasınadır. Bunun, "veled" kelimesinin çoğulu olması da mümkündür ve bu o zaman tıpkı "fülk" (felekler) kelimesi gibi olmuş olur. "Vüld'ün hem müfred, hem de çoğul kabul edilmesi mümkündür. Müşriklerin Tuzağı |
﴾ 21 ﴿