18"Öyleyse Biz onu okuduğumuz vakit, sen onun Kur'ân'ına (okunuşuna) uy". Bu ayetle ilgili şöyle iki mesele var: Birinci Mesele Allahü teâlâ, Cebrail (aleyhisselâm)'in okumasını, Kendi okuması gibi saymıştır ki bu, Cebrail (aleyhisselâm)'in şeref ve kıymetinin çok büyük olduğuna delalet eder. Bunun bir benzeri, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkındaki, "Kim o peygambere itaat ederse, şüphesiz Allah'a itaat etmiş olur" (Nisa, 80) ayetidir. Ibn Abbas (radıyallahü anh), "Bunun manası, "Cebrail (aleyhisselâm) onu okuduğunda, sen, onun okumasını takib et" şeklindedir" demiştir, Bu hususta şu iki izah yapılabilir: a) Katâde, "Kur'ân'ın helal ve haramına uy" manasını verirken, b) Buna, "Onun kıraatine uy" manası da verilmiştir ki bu, "Senin, Cebrail ile birlikte - aynı anda okuman uygun düşmez. Cebrail okumayı bitirene kadar susmalı ve o sustuğunda okumaya başlamalısın" demektir. Bu izah, birincisinden daha uygundur. Çünkü Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, okumaması, Cebrail (aleyhisselâm)'i dinlemesi, Cebrail (aleyhisselâm) bitirince okuması emredilmiştir. Burası, Kur'ân'ın helâline - haramına uyulmasının emredildiği bir yer (siyak) değildir. İbn Abbas (radıyallahü anh) "Bundan sonra, Cebrail (aleyhisselâm), Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vahiy getirince, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) başını önüne eğer ve vahyi dinlerdi. O gidince de, (gelen) ayetleri okumaya başlardı" demiştir. |
﴾ 18 ﴿