21

"Yok, yok! Siz çarçabuk geçeni sever, ahireti bırakırsınız".

Bu ayetle ilgili şöyle iki mesele var:

Birinci Mesele

Keşşaf sahibi, "Buradaki," (yok, yok!) kelimesi, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, bu işte acele etmeyi yasaklayan, teenni ile harekete teşvik eden bir ifadedir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de, Hak teâlâ'nın, "Siz çarçabuk geçeni seversiniz..." ayetindeki öğüte uyararak, bu hususta elinden gelen gayreti sarfetmiştir. Buna göre, Hak teâlâ sanki, "Ey insan oğlu, aksine siz, aceleden yaratıldınız. Dolayısıyla herşeyde acele etme karakterinizdir. Bundan ötürü de acele olan, çabuk geçen dünyayı seviyor, ahireti bırakıyor, ihmal ediyorsunuz" demiştir.

Diğer müfessirler ise, bu nın, "Gerçekten.., hiç şüphesiz" manasına olduğunu ve ayetin, "Gerçekten sizler dünyayı seviyor ve ahireti bırakıyorsunuz" manasında olduğunu; bunun da, "O insanlar dünyayı sevip, onun için çalışıyorlar. Ama ahireti terkedip, ondan yüz çeviriyorlar" demek olduğunu söylemişlerdir.

Kıraat Farkı

Buradaki iki fiil, hem tâ ile, hem yâ ile okunmuştur. Bu hususta şu iki izah yapılabilir:

a) Ferrâ şöyle der: "Ayet, bir kavmin (topluluğun - gurubun) durumunu ortaya koymak için indiğinde, bazan muhatab, bazan da gaib sigasıyla iner. Bu tıpkı, "Siz gemilerde bulunduğunuzda ve onlar, o insanlar (sizi) alıp götürdüğünde..." (Yunus. 22) ayetinde olduğu gibidir.

b) Ebû Ali el-Fârisî şöyle der: "Bu fiiller, daha önce geçen, cümlesindeki "insan" kelimesi (gaib olduğu) için, yâ ile okunmuştur. Bu durumda bu kelime ile kesret (çoğul) manası kastedilir, yani, "İnsanların çoğu böyle yapar" demektir. Bu tıpkı, "Şüphesiz insan, sabırsız olarak yaratılmıştır" (Mearic, 19) ayeti gibidir. Buna göre mana, "O insanlar, dünyayı severler, ahireti terkederler" şeklindedir. Bu fiillerin tâ ile (muhatab olarak) okunması ise, "Onlara de ki: "Aksine sizler dünyayı seversiniz, ahireti terkedersiniz" takdirine göredir.

Sevinçten Parlayan Yüzler

21 ﴿