22

"Yüzler (vardır) o gün, ter-ü tazedir".

Leys, "Renk, ağaç, yaprak ter-ü taze oldu" manasında, Arapça'da, denilir. "Nadra", yumuşak-taze manasınadır. "Nadir" de, yine "yumuşak" manasınadır. Binâenaleyh "nadr", herşeyin güzeli-iyisi demektir, işte bundan ötürü, parlak olan renk için, "nâdir" denilerek, mesela "ahdaru nâdir" (parlak yeşil) denilir. Buna göre ayet, "Kendisinde bir parlaklık, bir ışık bulunan yüzler vardır" demek olur. Aynen bunun gibi, parlak (gözü olan) ağaç ve bahçe manasında, denilir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in de, "Benim sözümü duyup da, onu ezberleyen (kafasına gönlüne koyan) kulun yüzünü Allah parlatsın" Keşful-Hafa, 2/319. deyişi de bu manadadır. Ravilerin bu fiili, şeddesiz olarak (......) şeklinde rivayet etmiştir. İkrime, Esmaî'nin bunu şeddeli olarak okuduğunu rivayet etmiştir. Müfessirler, "nâdır"ın manası ile ilgili, farklı izahlar yapmışlardır. Ama hepsi de temelde aynıdır. Mesela onlar, "sevinçli" "yumuşak", "parlak", "aydın", "güleç", "beşuş" manalarını vermişlerdir. Zeccâc da, o yüzlerin, cennet nimetlerinin sayesinde böyle olduğunu söylemiştir. Nitekim Hak teâlâ, "Onların yüzlerinden, naim cennetinin parlaklığını görürsün" (Mutaffifin, 24) buyurmuştur.

Rablerini Görecel 'erdir

22 ﴿