26"Gözünüzü açın, o köprücük kemiğine dayandığı zaman...". Zeccac şöyle der: "Buradaki "kella", dünyayı ahirete tercih etmekten meneden bir ifadedir. Buna göre sanki, "Siz, saidlerin ve şakilerin ahiretteki saadetlerini ve şekavetlerini anladığınıza, ahiretin dünya ile kıyas edilemeyeceğini bildiğinize göre, dünyayı ahirete tercih etmekten vazgeçin ve taahhuk ettiğinde dünyadan kopacağınız ve kendisinde ebedi olarak ahirete intikal edeceğiniz önünüzdeki ölüm konusunda dikkatli olun" denilmek istenmiştir. Diğerleri de buradaki "kellâ"nın (gerçekten) manasına geldiğini ve ayetin takdirinin, "can köprücük kemiğine dayandığında, şöyle şöyle olur.." şeklinde olduğunu söylemişlerdir ki bunun maksadı, Hak teâlâ'nın ahiret hallerinin azamet ve dehşetini beyan edince, mutlaka dünyanın sonlu olacağını, bitip tükeneceğini, herkesin o ölüm acısını yudumlayacağını beyan etmesidir. Mukatil de bu ayete, "kâfir, kıyametle ilgili şeyleri tasdik etmez. Fakat onun ölümü ve ölümün elemlerini yudumlamayı ve ölümün afetlerine katlanmayı savuşturamayacaktır" şeklinde mana vermiştir. Cenâb-ı Hak daha sonra, ruhun bedeni içinde bırakıp ayrıldığı o hali anlatmak Üzere "O, köprücük kemiğine dayandığı zaman..." buyurmuştur. Bu ifadeyle ilgili olarak şöyle iki mesele var: "Köprücük kemiğine dayanan" şeyden maksad, "nefis" veya "ruh"dur, yani "Bunlar, köprücük kemiğine dayandığında.." demektir. Cenâb-ı Hak, "Şüphesiz onu biz indirdik" (Kadir,1) ayetinde olduğu gibi, muhatabca malum olduğundan dolayı, daha önce bahsi geçmeyen şeyi zamirle anlatmıştır. "Terakî" kelimesi "terkure"nin cemî olup, bu da, iki omuz başı ile göğsün üst kısmı arasındaki kemiktir. Bil ki "nefs"in veya "ruh"un (canın) buraya varıp dayandığı söylenerek, ölümün yaklaştığı kinâî olarak anlatılmak istenmiştir. Düreyd'in şu beyti de bu manadadır: "Bazı büyük belalar vardır; nefis kendisini savunur, müdafaa eder; ama bu arada, can da, (nerdeyse) boğaza çıkmıştır." Bu ayetin bir benzeri de, (can) boğaza geldiğinde" (Vakıa, 83) ayetidir. Üçüncü Mesele Bazı tenkidciler şöyle demişlerdir: "Nefs (can), kalbten ayrıldıktan sonra köprücük kemiğine ulaşır. Nefis (can) kalbi terkedince, hiç şüphesiz ölüm meydana gelir. Halbuki ayet, can köprücük kemiğine geldiğinde, insanda hayatın devam ettiğine delalet etmektedir. Bunun delili, sûredeki (ileride gelen), "Tedavi edebilecek kim?" denildi..." (Kıyame, 27) ayetleridir." Buna şu şekilde cevap verebiliriz: Buradaki, "O (can), köprücük kemiğine dayandığı zaman..." ifadesiyle "Bu hal yaklaştığında..." manası kastedilmiştir. |
﴾ 26 ﴿