27

"Tedavi edebilecek kim?" denildi (denilecek)".

Bu ayetle ilgili, iki mesele var:

Birinci Mesele

Ayetteki "râk" ile ilgili olarak şu iki izah yapılabilir:

1) Bu ifadenin, "rukye" kökünden olması... Arapça'da, birisi bir şey vasıtasıyla hastanın şifa bulmasını istediğinde, denilir. Nitekim "Seni Bismillah diyerek, Allah'ın yüce adına dayanarak tedavi ediyorum" denilir. Bu izaha göre, bu sözü söyleyen kimseler, ölümle yüz yüze bulunan o insanın etrafında bulunanlar olmuş olur. Buna göre, bu soru, istifham-ı takriri olabilir. Buna göre onlar sanki, o hasta için, onu bundan kurtaracak, ona okuyup üfleyecek bir doktor bulmayı arzulamış olurlar. Bu sorunun, istifham-ı inkarı (olumsuzluk ifade eden bir soru) olması da muhtemeldir. Nitekim bir kimse ümitsizliğe düştüğünde, "Ölümle yüzyüze kalan bu insanı, kim bundan kurtarabilir?" der.

2) Buradaki "râk" kelimesi, fiilindendir. Nitekim ayet (isra, 93) bu manadadır. Bu izaha göre, bu sözü söyleyenler melekler olmuş olur. İbn Abbas (radıyallahü anh) şöyle demektedir: "Melekler, kalite yaklaşmak istemezler. Bunun üzerine ölüm meleği, "Bu kafire kim yaklaşacak?" der. Kelbî de, Kişi ölürken, Ölüm meleğinin yamsıra, yedisi rahmet, yedisi de azab meleği olmak üzere ondört melek daha bulunur. Binâenaleyh kişinin nefsi (canı), köprücük kemiğine vanp dayandığında, onlar birbirine, hangisinin onun ruhunu alıp göğe yükselteceğini sormak için bakarlar. İşte (kim yükseltecek) ifadesi bu manadadır" demiştir.

İkinci Mesele

Vahidî şöyle demektedir: "Ağız harfleri ile birlikte kullanılan "nûn"u izhar ile okumak güzel bir şeydir. Ama buradaki 'in nûn'unu izhar ile okumak caiz değildir." Hafs, Âsım'ın buradaki nûn ile 'deki lâm'ı izhar ile okuduğunu (yani sekte yaparak okuduğunu) rivayet etmiştir. Ebû Ali el-Fârisî'de, "Ben bu okuyuşun sebebini izah edemiyorum" derken, Vahidî şöyle demektedir: "Bunun izahının şöyle olduğu Buradaki maksad, ve üzerinde vakıf yaparak izhar ile okumak sonra da, gelen ifadeyle söze yeniden başlamaktır. Fakat bu beğenilen bir okuyuş değildir.

27 ﴿