28"Ve o, hakki bir ayrılış olduğunu zannetti". Müfessirler şöyle demektedirler: "Buradaki "zan" ile, o kimsenin artık dünyadan ayrıldığını kesinkes anlayıp inandığı manası kastedilmiştir. Belki de insan, ruhu bedenine takılı kaldığı müddetçe, Hak teâlâ'nın, "Yok yok, siz çarçabuk geçen (dünyayı) seversiniz" (Kıyame, 20) ayetinde de buyurduğu gibi, bu dünyayı alabildiğine sevdikleri için, dünyada kalmayı istiyor, bundan ümit kesmek istemiyor, dolayısıyla da kesin öleceğini anlamak istemiyor. Aksine hayatta kalacağına zann-ı galib besliyor. Belki de Cenâb-ı Hak, onların bu tür inançlarını, alay etmek için, "zan" diye ifade etmiştir." Bil ki bu ayet, ruhun, kendikendine kâim (yeterli) bir cevher olup, ölümden sonra da kaldığına delalet etmektedir. Çünkü Allahü teâlâ, ölüme burada "ayrılış" adını verdi. Ayrılış ise, ruhun baki kalması durumunda söz konusu olur. Çünkü ayrılma ve birleşme, birer sıfattır. Sıfat ise bir mevsufun mevcudiyetini gerektirir. |
﴾ 28 ﴿