13"Çünkü o, ailesi içinde bir şımankdı" . Kaffâl bu hususta şu iki izahı yapmıştır: 1) Bu, "O, ibadetleri edâ etmeden ve namaz, oruç, cihad gibi farzların sıkıntılarına katlanmadan ötürü meydana gelen yorgunluklardan azade, nimetlere garkolmuş, isyanlara dalmış, hesab-mükafaat ve cezadan kendisini uzak hissetmiş, Allah'tan korkmayan ve Allah'la karşılaşacağına hiç ihtimal vermeyen biri idi. Ama Allahü teâlâ, onun bu geçici sevinç ve şımarıklığını, hiç kesilmeyen bir kedere çevirmiştir. Kendisine amel defteri sağ tarafından verilen mü'min ise, günahlardan sakınan, kendisini ilahi azabtan emin hissetmeyen, dünyada iken ailesi içinde mesrur (sevinçli) olmayan kimse idi. Allahü teâlâ bu kimseyi ise, ahirette sevinçli kılmış, o geçici-dünyevî keder ve üzüntülerine karşılık, ardı arkası kesilmeyen sevinçler vermiştir" demektir. 2) Ayetin bu ifadesi, "Ailelerine döndükleri vakit, zevk duyarak dönerlerdi" (Mutaffifîn, 83/31) ayeti gibi olup, "Onlar, dünyada iken çeşitli nimetlere garkolmuşlardı ve sürdürdükleri küfürleri beğeniyorlardı" demektir. Aynen bunun gibi, bu ayette de mananın şu şekilde olması mümkündür: "O kimseler, üzerlerinde bulunup-sürdürdükleri, küfür, dirilişi inkar gibi haller ile, ailesi arasında mesrur idi. Allah'a ve öldükten sonra dirilmeye iman edip de hesab gününü tasdik edenlerle alay edip duruyorlardı." Çünkü Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, "Dünya mü'minin hasiphanesi, kafirin ise cennetidir" Keşfü'l -Hafa, 1/411. buyurduğu rivayet edilmiştir. Kafir Dirilmeyeceğini Sanır |
﴾ 13 ﴿