15

"Çünkü o, asla dönmeyeceğini sanmıştı. Hayır hayır. Çünkü Rabbi onu çok iyi görendir"

Bil ki “Hurun” kelimesi, “dönmek” demek olup, “mehar” da, merci ve masir (dönüş) manasınadır. İbn Abbas'ın (radıyallahü anh), Ben bir bedevi kadının kızına, “Dön” manasında “Huri” dediğini duyana kadar, bu kelimenin manasını bilemiyordum” dediği rivayet edilmiştir. Kaffal da, bazı kimselerin, "Hûr"un, kişinin üzerinde bulunduğu halden dönmesi manasına geldiğini söylediklerini nakletmiştir. Bu tıpkı Arapların, biraraya gelip, ittifak ettikten sonra, "Bu ittifaktan geri dönmekten, ahde vefasızlıktan Allah'a sığınırız" manasında “Neuzu billahi mine'l-havri ba'de'l-kevri” demeleri gibidir. Binâenaleyh birinci izaha göre ayetin manası, "Bu kimse ahirete dönmeyeceğini, yani öldükten sonra kesinlikle diriltilmeyeceğini sanıyordu" şeklinde olur. Mukâtil ve İbn Abbas (radıyallahü anh) bu kelimeye "O, Allah'a döndürülmeyeceğini zannediyordu" manasını vermişlerdir. İkinci izaha göre ise, ayetin manası "Bu kimse, dünyada iken içinde bulunduğu bu sevinç ve nimetlerin, aksine bir duruma döndürülmeyeceğini sanıyordu" şeklinde olur.

“Belâ” İfadesi Hakkında:

Daha sonra Cenâb-ı Hak, “Belâ” "Hayır, hayır" demiştir ki bu, "O kimse elbette, öldükten sonra yeniden diriltilecek" demektir. Önceki ifadenin ikinci izahına göre ise bu, "Allahü teâlâ o kimsenin sevincini, kesilmeyen bir üzüntüye; nimetini de sonsuz bir belaya çevirecektir" demek olur.

"Çünkü Rabbi Onu Çok İyi Görendir" İfadesi Hakkında:

Hak teâlâ'nın "Çünkü Rabbi onu çok iyi görendir" ifadesine, Kelbî, "Hak teâlâ bu kimseyi, yarattığı tâ ilk günden, öldükten sonra diriltileceği güne kadar, görür-bilir" manasını verirken, Atâ, "O, tâ levh-i mahfuz'da bu kişinin şakî (bedbaht) olduğunu biliyordu" manasını vermiştir. Mukatil ise, "Kendisinin bunu öldükten sonra ne zaman diriltileceğini biliyordu" manasını vermiştir. Zeccâc da buna, "Allah, bu kimsenin dönüp-dolaşıp neticede Kendisine (huzuruna) geleceğini biliyordu" manasını vermişlerdir. Fakat bu manalarda, tam bir mana yoktur.

Manası olan ise, Kaffâl'ın ileri sürdüğü şu iki manadadır:

1) "Rabbi, onu ileride cezalandıracağını biliyordu."

2) "Rabbi, onun küfür ve isyanlarda bulunacağını biliyordu. Binâenaleyh hikmeti gereği, bu kimseyi ihmal edip de kötü amellerine karşılık ceza vermemesi caiz değildir." İşte bu mana, bütün mükellefleri, her türlü günahı işlemekten alıkoyan ve caydıran bir manadır.

Halden Hale Geçeceksiniz

15 ﴿