20"Öyleyse onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar" ifadesi ile ilgili olarak iki mesele var: Ayetin Açıklaması Doğruya en yakın olan, bu ifadeyle, "Onlara da ne oluyor ki, öldükten sonra dirilmenin ve kıyametin olacağına iman etmiyorlar" manasının kastedilmiş olmasıdır. Çünkü Allahü teâlâ, kafirlerin öldükten sonra dirilmenin olmayacağını düşündüklerini anlatmış, daha sonra da bunun kesin olarak olacağını bildirmiştir. Binâenaleyh bundan sonra, "Onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar" buyurunca, bu, "Onlara da ne oluyor ki, öldükten sonra dirilmenin ve kıyametin olacağına iman etmiyorlar" manasının kastedildiğine delalet etmiş olur. "Bundan sonra bil ki Hak teâlâ'nın bu ifadesi, bir istifham-ı İnkaridir. Bir istifham-ı inkârinin ise, ancak deliller apaçık ortaya konulup bütün şüpheler bertaraf edildiği zaman kullanılması yerinde ve güzel olur. İşte buradaki durum da böyledir. Zira Hak teâlâ, göklerde ve yerde meydana gelen değişikliklere yemin etmiştir. Çünkü şafak, hem kendisinden önceki duruma yani gündüzün aydınlığına, hem de kendinden sonraki duruma, yani gecenin karanlığına ters bir durumdur. Hak teâlâ'nın, "O geceye ve onun derleyip topladığı şeye... " (Inşikâk, 84/17) ifadesi de böyledir. Çünkü bu, aydınlıktan sonra bir karanlığın peydah olduğuna ve canlıların uyanıklık halinden uyku haline geçtiklerine, yani bir değişikliğe delalet etmektedir. Keza Hak teâlâ'nın, "Toplu bir hale geldiği zaman aya..." (Inşikâk, 84/18) ifadesi de böyledir. Çünkü bu, bir noksanlıktan (incelişten) sonra, ayın dolunay haline gelişine yani bir değişikliğe delalet eder. Şimdi Allahü teâlâ bu değişen durumlara, mahlukatın hallerinin değişken oluşundan dolayı yemin etmiştir ki bu da, öldükten sonra dirilme inancının kesinkes doğru olduğuna delalet eder. Çünkü gerek ulvî (göksel) gerek süflî (yersel) kütleleri, kulların menfaati açısından, bir halden diğer bir hale, bir sıfattan diğer bir sıfata değiştirmeye kadir olanın, aslında, mutlaka ve mutlaka bütün mümkünata kadir ve bütün malumata âlim bir zat olması gerekir. Böyle olan zatın ise, hiç şüphesiz öldükten sonra diriltmeye ve kıyameti kopartmaya kadir olması gerekir. Binâenaleyh tefsir etmekte olduğumuz bu ayetten önceki ayetler, öldükten sonra dirilişin ve kıyametin olabilirliğine kesinkes delalet eden akli deliller gibi olunca, bu inkarın uzak bir iş olduğunu belirtmek için, "Öyleyse onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar" buyurulmuştur. Kâdi'nin Ayet Hakkındaki Görüşü Kâdî "Hakîm bir zatın iman etmekten aciz olan kimselere, "Onlara da ne oluyor ki iman etmiyorlar" demesi caiz değildir. Şu halde, Hak teâlâ böyle dediğine göre bu, iman edecek şahısların, imana kadir olduklarını gösterir ki bu da, "istitaa kable'l-fiil" yani bir işi yapmazdan önce, o işe dair güç ve kudretin kişilerde mevcut olduğunu, kişilerin kendi fiillerini yaratanlar olduğunu gösterir. Binâenaleyh bu ayet, kendisinde başka bir ihtimal (mana) bulunmayan, muhkem ayetlerdendir" demiştir. Buna cevab, daha önce defalarca verildi. Kur'ân'ın Belağati Önünde Eğilme |
﴾ 20 ﴿