25"İman edip de salih ameller işleyenler müstesna... Onlar için bitip tükenmeyen kir mükafaat var". Bu ayetle ilgili olarak şu iki izah yapılmıştır: 1) Keşşaf sahibi, buradaki "müstesna"nın, "müstesna-yı munkatı" olduğunu söylerlerken, 2) Ekseri alimler bu ayetteki mananın, "Onlardan tevbe edenler müstesna..." şeklinde olduğunu söylemişlerdir. Bu görüşte olanlar şöyle derler: "Her nekadar bunlar şu anda kafir iseler de, her nezaman tevbe ve iman edip, salih amellere dönerlerse, yine bunlar için de o ecir, yani büyük mükafaat vardır" (Dolayısıyla bu, müstesna-yı muttasıldır). Gayr-ı Memnun Ayetteki, “Gayr-ı memnun” ifadesinin manası hususunda da şu izahlar yapılmıştır: Bu mükafaat, onlara, 1) Başa kakılmaksızın ve eziyet edilmeksizin, 2) Kesintiye uğratmaksızın, 3) Boğaza takılmayacak şekilde, 4) Hiç bir noksanı olmayacak şekilde verilecektir. Ama evla olan, bu lafzın, bu manaların hepsine birden geldiğini söylemektir. Çünkü mükafaatın tam olması için, bunların hepsinin mevcut olması şarttır. Buna göre Hak teâlâ bu mü'minlere sanki, her türlü şaibeden (kusurdan) uzak, sürekli, kesintisiz, noksansız ve cimrilik yapılmayan bir mükafaat vaadetmiştir ki bu vaadin en doruk noktasıdır. Binâenaleyh öncekiler, Allah'a isyandan alıkoyan ifadeler olduğu gibi, bu da insanı ibadete teşvik eden bir ifade olmuş olur. En iyi bilen Hak Sübhanehû ve Teâlâ'dır. Hamd, âlemlerin Rabbi olan O Allah'a mahsustur. |
﴾ 25 ﴿