2

"Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye ve açıldığı zaman gündüze".

Nüzul Zamanı

Kaffâl (r.h) şöyle der: Bu sûre, Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahü anh) ve onun müslumanlara yaptığı infak ile, Ümeyye b. Halef ve onun Allah'ı inkar edişi ve cimriliği hakkında nazil olmuştur. Fakat her ne kadar bu böyle ise de, sûrenin ihtiva ettiği hükümler, bütün insanlar için genel hükümlerdir. Baksana Hak teâlâ, "Sizin say-ü gayretleriniz çeşit çeşittir" (Leyl, 92/4) ve "Ben size alevlendikce alevlenen bir ateş hususunda uyardım" (Leyl, 92/14) buyurmuştur.

Hazret-i Ali (radıyallahü anh)'nin de şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir cenaze için evden çıkmıştık. Derken Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) oturdu, biz de onun etrafında oturduk. O,

"Nefes alıp veren hiç bir kimseniz yoktur ki, Allah onun cennetteki veya cehennemdeki yerini bilmiş olmasın" dedi. Bunun üzerine biz, "Ya Resûlellah, şimdi biz, (yaptıklarımıza) güvenmeyelim mi?" deyince, o, "Çalışın. Çünkü herkes ne için yaratılmış ise, o kolay kılınmıştır" Müslim, Kader, 6-8 (4/2039-2040); Buhari, Kader, 4. buyurmuştur ve şu ayeti okumuştur: "Kim Allah için verir ve infak eder, o en güzeli de tasdik ederse, Biz de onu en kolaya hazırlarız" (Leyl, 5-7). Bu hadis ile, sûrenin hükümlerinin ve manalarının genel olduğu ortaya çıkmıştır.

Bürüyen Gece

Bil ki Allahü teâlâ geldiği zaman her canlının evine barkına sığındığı; mahlukatın hareketlerinin durduğu ve Allah'ın canlıların bedenlerinin istirahatı ve ruhlarının gıdası kıldığı uykunun herkesi bürüdüğü geceye yemin etmiştir. Çünkü gündüz geldiği zaman, aydınlığı sebebi ile, dünyadaki karanlıklar açılır, insanların geçimlerini temin etmek için gayret edecekleri zaman gelmiş olur; kuşlar yuvalarından, haşerat da bulundukları yerden çıkmaya başlar. Şimdi hep gece devam edip dursaydı, geçimi sağlamak güçleşirdi. Hep gündüz devam edip dursaydı, bedenlerin istirahati temin edilemezdi. Dolayısıyla canlıların faydasına olan şey, Hak teâlâ'nın da şu ayetlerinde belirttiği gibi, gece ile gündüzün biribirini takib edişindedir: "O, gece ile gündüzü ardarda kılan zattır" (Furkan, 25/62); "O, gece ile gündüzü sizin emrinize vermiştir" (Nahl, 16/12). Hak teâlâ'nın, "Yemin olsun börüyüp örttüğü zaman geceye..." ifadesine gelince, bil ki Allahü teâlâ burada, “Yeğşâ” fiilinin mef'ûlünü, yani gecenin neyi bürüyüp örttüğünü zikretmemiştir Binâenaleyh bu mef'ûl, ya bu ayetten ötürü, güneşdir; yahut da, "Gece gündüzü örter" (A'râf, 7/54) ayetinden dolayı, gündüzdür; yahut da, "Karanlığı çöküp bastığı zaman gece..." (Felak, 113/3) ayetinden ötürü, karanlığı ile örttüğü herşeydir.

Hak teâlâ'nın, "Açıldığı zaman, gündüze (yemin olsun ki)" ifadesi, "Gecenin karanlığının son bulmasıyla ortaya çıkan gündüze, "yahut da, "güneşin doğması ile ortaya çıkan, açılan gündüze yemin olsun ki..." demektir.

Erkek ve Dişiyi Yaratan

2 ﴿