2"Ki o, mal yığıp, onu tekrar tekrar sayandır". Bu ayetle ilgili iki mesele var: Ayetin başındaki (......) kelimesi, ya önceki ayetteki (her kişi) ifadesinden bedeldir, yahut da zemm üzere mansubtur. Allahü teâlâ bu kimseyi, böyle tavsif etmiştir. Zira bu, "hemz" ve "lemz"in (alay edip, çekiştirmenin) sebebi ve illeti yerine geçen bir ifadedir. Bu sebeb de, hümeze - lümeze olan kişinin, biriktirdiği mal sebebiyle kendisini beğenmesi ve kendisindeki üstünlüğün mal yüzünden olmasını sanması; böylece de başkalarını eksik ve noksan bulması, küçümsemesidir. Hamza, Kisâî ve İbn Âmir, şedde ile şeklinde; diğer kıraat imamları şeddesiz olarak (......) şeklinde okumuşlardır ki her iki okuyuşa göre de, mana birbirine yakındır. Fakat arada şöyle bir fark var: Şeddeli okunuş, bu insanın, malını oradan-buradan topladığına ve bunu, bir gün, iki gün, bir ay, iki ayda değil (çok uzun zamanda) biriktirdiğine delalet eder. Nitekim, "O malını oradan-buradan toplamıştır" manasında, denilir. Ama şeddesiz kıraat bu manayı ifade etmez. Kelimesindeki Nekireliğin Manası Ayetteki "mal" kelimesinin, şu iki sebebten ötürü nekire olarak getirilmiş olması mümkündür: 1) Şöyle denilebilir: Mal, dünyada bulunan herşeye verilen bir addır. Nitekim Hak teâlâ bu, "Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdürler" (Kehf, 46) buyurmuştur. Binâenaleyh bir insanın malı, bütün dünyanın malına nisbetle, bir hiç mesabesindedir. Şu halde, insanın, bu kadarcık bir mal ile öğünmesi, nasıl uygun düşer? (Demek ki kelimenin nekire gelişi, kıllet (azlık) ifade etmek içindir). 2) Bu nekirelik ile, büyüklük ve önem manası kastedilmiş olur. Buna göre mana, "o, pislikte ve fesadda son derece büyük ve önemli bir mal biriktirmiştir. Dolayısıyla aklı olana, böyle bir mal ile övünmek nasıl uygun düşer" şeklinde olur. Ayetteki, "Onu tekrar tekrar sayandır" ifadesi ile İlgili olarak şu izahlar yapılır: 1) Bu kelime, "biriktirmek, hazırlamak" manasına olan "udde" kökündendir. Nitekim birşeyi bir şey için biriktirip, ona hazırlık için tutup, zamanın hadiselerine karşı bir ihtiyat yaptığın zaman, dersin. 2) Bu kelime, "tek tek saydı" manasınadır. Fiilin şeddeli olması ise, sayılan şeyin çokluğunu anlatmak içindir. Nitekim Arapça'da, "Falanca, falancanın faziletlerini ta'dâd ediyor" denilir. İşte bu yüzden Süddî şöyle der: "Bu, "o malını saydı ve "Bu da benim, bu da benim" dedi. Böylece bu sayışı, gündüzün kendisini herşeyden alıkoydu. Gece olunca da, mallarını (paralarını) sakladı" demektir." 3) Bu, "çoğalttı" manasınadır. Nitekim Arapça'da, "Falanca oğullarında, oldukça aded, yani çokluk var" denilir. Bu son iki görüş, "aded" (sayı) manası ile, birinci görüş ise, "udde" manasına dayanır. Bu kimseler de, ayetteki bu fiili de şeddesiz olarak (......) şeklinde okumuşlardır. Buna göre şu iki izah yapılabilir: a) Mana, "mal biriktirdi ve o malın sayısını belirledi" şeklinde olabilir. b) "Malının ve adamlarının adedini çoğalttı" manasında olabilir. Bu manaya göre kelime, çoksayıda taraftarı bulunduğu zaman, kullanılan şeklindeki sözündendir.Kişi her ne zaman böyle olursa, övünmeye ve böbülenmeye müsait olur. Cenâb-ı Hak, daha sonra bu kimseyi, bir başka çeşit cahillikle niteleyerek şöyle buyurmuştur: |
﴾ 2 ﴿