3"Şu beyt'in Rabbine ibadet etsinler onlar...". Bil ki, nimet vermek, şu iki şekilde olur: 1) Zararı bertaraf etme. 2) Menfaat sağlama. Birincisi, daha önemli ve daha öncedir. İşte bundan dolayı ulema, "Canlılardan zararı defetmek vacibtir; ama, menfaat temin etmeye gelince, bu vacib değildir" demiştir. İşte bu yüzden Cenâb-ı Hak, zararı savuşturma nimetini, Fîl Sûresi'nde; fayda temin etme nimetini ise bu sûrede açıklamıştır. Nimet vermeye ve nimet verene, şükür ve kullukla mukabele etmek gerektiği, zihinlere yerleşince de, pek yerinde olarak, Cenâb-ı Hak, verdiği nimetlerin peşinden, kulluğun yerine getirilmesi gerektiğine dikkat çekerek buyurmuştur Burada getirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, buyurmuştur. Burada şöyle birkaç mesele vardır: Biz, ibadetin, mabuda karşı alabildiğine tezellülde, huzû ve huşûda bulunmak olduğunu, daha önce beyan etmiştik. Bazı kimseler şöyle demişlerdir: "Cenâb-ı Hak, buradaki "Sima; onlar, bu Beyt'in Rabbini Bir bilsinler (tevhîd) manasını kastetmiştir. Zira, Beyt'i koruyup muhafaza eden, putlar olmayıp, O'dur. Bir de, tevhîd, ibadetlerin anahtarıdır." Bazı kimseler de, bu ayetteki ibadet ile, uzuvlarla ilgili ibadetlerin kastedildiğini söylemişler, sonra da, ibadet çeşitlerini sıralamışlardır. Ama, evla olanı, ayetin bu ifadesini, tüm ibadet çeşitleri manasına almaktır. Çünkü lafız, delilin istisna ettiği şeyler hariç, bütün ibadet çeşitlerini içine almaktadır. Bu ifadeyle ilgili olarak, bir başka izah da şudur: Buradaki fiilinin manası, "Onlar, yaş ve kış seferlerini terkedip de, bu Beyt'in Rabbine ibadet etmekle meşgul olsunlar. Çünkü onları, açlıktan doyuran, korkudan emin kılan, O'dur" şeklindedir. Burada, özellikle "Rab" kelimesinin zikredilmesi, Kureyş'in Ebrehe'ye, "Bu Beyt'in, onu koruyup muhafaza edecek, Rabbi vardır.." şeklindeki sözlerini tasdik ve takrirdir. Çünkü onlar bu hususta, putlara güvenmemişlerdir. Binâenaleyh, onların bu ikrarları gereği, Allah'dan başkasına ibadet etmemeleri gerekmiştir. Buna göre Cenâb-ı Hak adeta, "Beyt'in muhafazası hususunda Bana dayanıp bana güvendiğinize göre, ibadet ve hizmetlerinizi de, sadece benim için yapın..." demek istemiştir. Bu ayette, ism-i işaretle, Beyt'e işaret edilmesi, bir tazimi ifade eder. Çünkü Cenâb-ı Hak bazan, kulunu kendisine nisbet ederek, "Ey kullarım..." der, bazan da, Kendisini kuluna nisbet ederek, "ilahınız..." buyurur. "Beyt" hususunda da böyle yapmıştır. Bazan, Kendisini Beyt'e nisbet etmiştir ki bu, buradaki ayetinde böyledir, bazan da, Beyt'î kendisine nisbet etmiş ve mesela, "Beytimi temizleyiniz" (Bakara, 125) buyurmuştur. |
﴾ 3 ﴿