89Daha önce kâfirlerin aleyhine fetih istiyorlarken, onlara Allah katından beraberlerinde bulunanı tasdik edici bir kitap gelince; işte o tanıdıkları kendilerine geldiğinde onu inkâr ettiler. Artık Allah'ın laneti o kâfirlerin üzerinedir. "Daha önce kâfirlerin aleyhine fetih istiyorlarken" yardım talep ediyorlarken "onlara" yahudilere "Allah katından beraberlerinde bulunanı" Tevrat'ı ve İncil'i "tasdik edici" onlarda bulunanı haber verici "bir kitap" yani Kur'ân-ı Kerîm "gelince, işte o tanıdıkları kendilerine geldiğinde onu inkâr ettiler." Fetih istemek (istiftah): yardım dilemek demektir. Hadîs-i şerîfte belirtildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) muhacirlerin fakirleri ile -yani onların dua ve namazları ile- "fetih (zafer)" isterdi. Yakın manada bir hadis için bk. Tirmizî, Cihâd 24. Yüce Allah'ın: "Olur ki Allah fethi (zaferi) veya kendi katından bir emir verir de..." (el-Maide, 5/52) âyetindeki fetih de bu anlamdadır. Nasr (yardım) ise kapalı bir şeyi açmak (feth) demektir. Buna göre bu kelime Arapların kapıyı açtım (fetahtu) demelerinden gelmektedir. Nesâî, Ebû Said el-Hudrî'den Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Allah'ın bu ümmete yardımı (nasrı) zayıfları, onların duaları, namazları ve ihlasları sayesindedir." Nesâî, Cihâd 43. Ancak Ebû Said el-Hudrî'den değil, Sa'd b. Ebî Vakkas'tan. Yine Nesâî Ebû'd-Derdâ'dan şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken dinledim: "Bana zayıf kimseleri getiriniz. Çünkü sizler ancak zayıflarınız sayesinde rızıklanır ve yardım olunursunuz." Nesâî, Cihâd 43; Tirmizî, Cihâd 24; Müsned, V, 198. Ayrıca bk. Buhârî, Cihâd, 76; Ebû Dâvûd, Cihâd 70. İbn Abbâs der ki: Hayber yahudileri Gatafanlılarla Savaşırdı. (Bir seferinde) karşı karşıya geldiklerinde yahudiler bozguna uğradılar. Yahudiler şu duayı yaptılar: Senden ahir zamanda bize göndereceğini vadettiğin o ümmi peygamber hakkı için onlara karşı bizleri muzaffer etmeni diliyoruz. İbn Abbâs devamla der ki: Karşılaştıklarında yahudiler bu duayı yapıyorlar ve Gatafanlıları bozguna uğratıyorlardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderilince de onu inkâr edip kâfir oldular. Bunun üzerine yüce Allah: "Daha önceden kâfirlerin aleyhine feth istiyorlarken" yani ya Muhammed senin vasıtan ile yardım istiyorlarken âyetini., "artık Allah'ın laneti o kâfirlerin üzerinedir" bölümüne kadar inzal buyurdu. "...onlara... gelince" anlamındaki âyette yer alan: inde"nin cevabı, -el-Ferrâ''ya göre tanıdıkları kendilerine geldiğinde" âyetinde yer alan "fâ" ve ondan sonra gelen âyetlerdir. el-Ahfeş Said ise der ki: Bu edatın cevâbı, işiten tarafından bilindiği için hazfedilmiştir. ez-Zeccâc da böyle demiştir. el-Müberred ise der ki: "Onlara... geldiğinde" âyetinde yer alan (U)in cevabı "Onu inkâr ettiler" âyetinde verilmiştir. Bu edatın ikinci defa tekrarlanması ifadenin uzunluğundan dolayıdır. Bunun anlamı ise günahlarını söyletmek ve pekiştirmektir. |
﴾ 89 ﴿