95

Fakat onlar önceden ellerinin gönderdikleri sebebiyle onu hiçbir zaman temenni etmezler. Allah zâlimleri çok iyi bilendir.

Eğer: Temenni kimi zaman dil ile kimi zaman kalp ile olabilir. Onların kalpleriyle böyle bir şeyi temenni etmedikleri nereden bilinmektedir, diye sorulursa şu cevap verilir: Kur'ân-ı Kerîm bunu:

"Onu hiçbir zaman temenni etmezler" âyeti ile ifade etmektedir. Kalpleriyle böyle bir şeyi temenni etmiş olsalardı, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a cevap vermek ve onun kendilerine karşı getirdiği delili çürütmek kasdıyla dilleriyle elbette açığa vururlardı ki bu açıkça anlaşılan bir husustur.

"Hiçbir zaman" (anlamına: ebeden, ebediyyen) kelimesi az çok zaman dilimleri hakkında kullanılır. Hîn ve vakit gibi. Burada ise ömrün başından ölüme kadar olan süreyi kapsamaktadır. 

": O şey sebebiyle" âyetindeki anlamında olup aid (o, anlamındaki zamir) hazf edilmiştir. İfade ise; "Önden gönderdikleri o şey" takdirindedir. Bu "mâ" masdar anlamını veren türden olursa, aide gerek kalmaz.

"Elleri" anlamındaki kelime, ref mahallindedir. Esre ile birlikte söylenmesi ağır geldiğinden ötürü damme hazfedilmiştir. Eğer nasb edilmesi gerekirse o taktirde harekesini alır. Çünkü nasbin telaffuzu kolay olur. Şiirde sakin (harekesiz olarak, med harfi gibi) gelmesi de caizdir.

" Allah zâlimleri çok iyi bilendir" âyeti mübteda ve haberdir.

95 ﴿