138

Allah'ın boyası... boyası Allah'tan daha güzel kim olabilir! Biz O'na ibadet edenleriz.

Bu âyete dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

1- Allah'ın Boyası: Allah'ın Dini:

"Allah'ın boyası", el-Ahfeş ve başkaları Allah'ın dini demektir, demişlerdir. Bu âyet (daha önce, 135. âyette geçen): "İbrahim'in dinine" âyetinden bedeldir. (Yani Allah'ın dinine uyarız).

el-Kisaî der ki: Bu, "tabi olunuz" emri takdir edilerek nasbedilmiştir. Ya da bağlı kalınız, ondan ayrılmayınız anlamını ifade edecek şekilde iğra' İğrâ: Muhatabın dikkatini öğülmeye değer bir işe çekip o işi yapmasını teşvik etmek demektir. İsimden önce takdir edilen fiil ile nasb edilmiş kabul edilir. olmak üzere nasbedilmiştir.

Bu âyet, merfu olarak okunsa da caizdir. O, Allah'ın boyasıdır, demek olur. Şeybân, Katâde'nin şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Yahudiler kendi çocuklarını yahudi olarak boyarlar, hıristiyanlar da çocuklarını hıristiyan olarak boyarlar. Allah'ın boyası ise İslâm'dır.

ez-Zeccâc der ki: Bunun bu anlamda olduğunu,

"boya" kelimesinin (daha önceden geçen): "millet (din)" kelimesinden bedel olduğunu göstermektedir. Mücâhid de der ki: (Allah'ın boyası demek), Allah'ın insanları üzerinde yaratmış olduğu fıtratıdır. Ebû İshak ez-Zeccâc der ki: Mücâhid'in bu açıklaması nihayet Allah'ın boyasının İslâm olduğu anlamına gelir. Çünkü fıtrat yaratmanın başlangıcıdır. İnsanların üzerinde ilk olarak yaratıldıkları fıtrî din ise İslâm'dır.

Mücâhid'den, el-Hasen, Ebû'l-Âl-iyye ve Katâde'den: Boya dindir, dedikleri rivâyet edilmiştir. Bunun aslı ise şudur: Hıristiyanlar çocuklarını suya boyuyorlardı (batırıyorlardı.) İşte onların vaftiz dedikleri şey budur. Bu işi yaparak; işte bu çocuklarımız için bir temizlemedir, derlerdi. İbn Abbâs der ki: Hıristiyanların bir çocukları olduğu zaman onun üzerinden yedi gün geçti mi onu vaftiz suyu ismi verilen bir suya daldırıyorlar ve sünnet olmak yerine bu su ile temizlemek kastıyla böyle yapıyorlardı. Çünkü sünnet de bir temizliktir. Onlar bu işi yaptıkları kimse için: İşte şimdi gerçek bir hıristiyan oldu, diyorlardı. Yüce Allah ise:

"Allah'ın boyası" diye buyurarak onların bu kanaatlerini reddetmektedir. Yani Allah'ın boyası en güzel boyadır ki o da İslâm'dır.

Burada yüce Allah'ın "dine" boya ismini vermesi istiare ve mecaz yoluyladır. Çünkü boyanın etkisi kumaşta nasıl ortaya çıkıyor ise dinin öngördüğü ameller ve belirginlikler de o dine bağlı olan kimseler üzerinde öylece görülür.

Hemdan hükümdarlarının şairlerinden birisi de şöyle demektedir:

"Her kesim insanın kendilerine göre bir boyası vardır.

Hemdanlıların boyası ise en iyi boyadır.

Biz çocuklarımızı buna göre boyadık

Boyalar arasında bizim boyamız ne güzeldir!"

Şöyle de açıklanmıştır: Boyanmak İslâm'a girmek isteyen kimse için hıristiyanların vaftizi yerine gusletmek demektir. Bu açıklamayı da el-Maverdî yapmıştır.

Bu açıklamaya göre müslüman olan kâfirin gusletmesi bir ibadet ve vacip olur. Bu ise bir sonraki başlıkta ele alınacaktır.

2- Müslüman Olanın Gusletme Gereği:

Çünkü bu açıklamaya göre

"Allah'ın boyası" Allah'ın emrettiği gusul demek olur. Yani İslâm'a girdiğiniz takdirde Allah'ın sizin için farz kıldığı şekilde guslediniz. Nitekim Kays b. Âsım ile Sumame b. Usal, İslâm'a girdiklerinde Hazret-i Peygamber'in sünneti ile sabit olduğuna göre verilen emir bunu ifade etmektedir. Ebû Hâtim el-Bustî Sahih Müsnedinde Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'dan şunu rivâyet etmektedir: Hanifeoğullarından olan Sumame (b. Usal) esir alındı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün onun yanından geçti, o da İslâm'a girdi. Hazret-i Peygamber onu Ebû Talha'nın etrafı duvar ile çevrili olan bahçesine gönderdi ve ona gusletmesini emretti. O da gusledip iki rek'at namaz kıldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunun üzerine şöyle buyurdu: "Sizin bu adamınızın İslâm'a bağlılığı güzel bir şekilde olmuştur" diye buyurdu. Buna yakın ifadelerle bk. Müsned, II, 483'te geçmektedir. Daha mufassal ve nisbeten farklı rivâyetlerle de Müsned, II, 246, 304 ve 452'de yer almaktadır. Ayrıca bk. Buhârî, Salât 76, Meğâzî 70; Müslim, Cihâd 59; Ebû Dâvûd, Cihâd 114; Nesâî, Tahâre 127.

Yine Kays b. Âsım'dan da rivâyet edildiğine göre Kays İslâm'a girince Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona sidr karıştırılmış su ile yıkanmasını emretmiştir. Bunu en-Nesâî zikretmiş ve Ebû Muhammed Abdülhak da bunun sahih olduğunu belirtmiştir. Ebû Dâvûd, Tahâre 129; Tirmizî, Cumua 72; Nesâî, Tahâre 126; Müsned, V, 61

Yüce Allah'a yaklaştırıcı bir ibadete de "sıbğa" adının verileceği de söylenmiştir. Bunu İbnu'l Faris, el-Mücmel"mde kaydeder. el-Cevherî de der ki:

"Allah'ın boyası" Allah'ın dini demektir. Boyanın sünnet olmak demek olduğu da söylenmiştir. Hazret-i İbrahim sünnet olmuş ve hıristiyanlar çocuklarını suya bandırdıkları için bu boya sünnet olmak hakkında kullanılır olmuştur. Bu açıklama el-Ferrâ''ya aittir.

"Biz O'na ibadet edenleriz" âyeti mübteda ve haberdir.

138 ﴿