166O zaman kendilerine uyulanlar uyanlardan uzaklaşırlar. O azâbı görmüş, aralarındaki ilişkiler de kopup gitmiş olacaktır. "O zaman kendilerine uyulanlar" Katâde, Atâ ve er-Rabi'den nakledildiğine göre efendiler ve başkanlar, küfür üzere kendilerine "uyanlardan uzaklaşırlar." Yine Katâde ve es-Süddî şöyle derler: Bunlar insanlardan uzak olacaklarını belirtecek olan saptırıcı şeytanlardır. Bunun kendisine uyulan her kişi hakkında genel olduğu da söylenmiştir. Uyanlar da kendilerine uyulanlar da "o azâbı görmüş., olacaktır." Çünkü dünya hayatında onu gözleriyle görecek olurlarsa ona kesin olarak inanırlar. Bunun ahirette amellerinin kendilerine sunulması ve sorgulanmaları esnasında olacağı da söylenmiştir. Derim ki: Her iki şekil de hasıl olur. Çünkü onlar ölüm esnasında uğrayacakları aşağılık durumları görürler. Ahirette de can yıkıcı azâbı ve ibretli cezayı tadarlar. "Aralarındaki ilişkiler", Mücâhid ve başkalarının açıklamasına göre dünya hayatında aralarındaki akrabalık ve buna benzer çeşitli ilişkiler "de kopmuş olacaktır." el-Esbâb: (İlişkiler)in tekili sebep'tir. Sebep, asıl anlamı itibariyle birşeye bağlanıp onunla o şeyin çekildiği ip demektir. Daha sonra herhangi bir şeyi çeker durumdaki herşeye "sebep" denilir olmuştur. es-Süddî ve İbn Zeyd der ki: Burada sözü geçen sebepler (ilişkiler) onların amelleri demektir. Yani kendileriyle amelleri arasındaki ilişki kopup gitmiş olacaktır. Sebep aynı zamanda yan ve taraf anlamına da gelir. Züheyr'in şu beyiti bu anlamdadır: "Her kim ölümün esbabından korkarsa onlar gelip onu bulur İsterse merdiven ile semanın esbabına (kıyısına, kenarına) çıkmaya kalkışsın." |
﴾ 166 ﴿