281

Kendisinde Allah'a döndürüleceğiniz bir günden korkun. Sonra herkese kazandığı eksiksiz verilecek ve onlara zulmedilmeyecektir.

Denildiğine göre bu âyet-i kerîme, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın vefatından dokuz gün önce nazil olmuştur. Bundan sonra da herhangi bir şey nazil olmadı. Bunu İbn Cüreyc söylemiştir. İbn Cübeyr ve Mukâtil ise yedi gün önce demişlerdir. Üç gün önce nazil olduğu da rivâyet edilmiştir. Benzer rivâyetler için bk. Suyûti, ed-Dürru'l-Mensûr, II, 116. Yine bu âyet-i kerimenin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın vefatından üç saat önce indiği ve Hazret-i Peygamber'in: "Bu âyeti fâiz ile borç âyetleri arasına koyunuz" dediği rivâyet edilmektedir. Mekkî Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Cebrâîl bana geldi ve bunu Bakara'nın 280. âyetinin sonuna (yani 281. âyet olarak) koy, dedi."

Derim ki: Ubey b. Ka'b, İbn Abbâs ve Katâde'den nakledildiğine göre son nazil olan

"Yemin olsun içinizden size öyle bir peygamber gelmiştir ki..." (et-Tevbe, 9/128) âyetidir. Müsned, V, 134.

Ancak birinci görüş daha çok bilinmekte, daha çok nakledilmekte, daha sahih ve daha yaygındır. Ayrıca bunu Ebû Salih, İbn Abbâs'tan da rivâyet etmektedir. İbn Abbâs dedi ki: Kur'ân-ı Kerîm'den en son nazil olan:

"Kendisinde Allah'a döndürüleceğiniz bir günden korkun. Sonra herkese kazandığı eksiksiz verilecek ve onlara zulmedilmeyecektir" âyetidir. Buhârî, Buyû’ 25.

Cebrâîl, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: "Ey Muhammed. Sen bunu Bakaranın 280. âyetinden sonra koy." Bunu Ebû Bekr el-Enbarî "Kitabu'r-Red" adlı eserinde zikretmektedir. Bu aynı zamanda İbn Ömer arab'ın da görüşüdür. Ona göre son nazil olan âyet budur. Hazret-i Peygamber bundan sonra yirmibir gün yaşamıştır. Nitekim ileride buna dair açıklamalar yüce Allah'ın izniyle:

"Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde..." (en-Nasr, 110/1) Sûresi'nin sonunda gelecektir.

Bu âyet-i kerîme bütün insanlara bir öğüttür. Her insanı ilgilendiren bir emirdir.

"Bir gün" mef'ûl olduğu için nasbedilmiştir, zarf olarak nasbedilmemiştir.

"Kendisinde Allah'a döndürüleceğiniz" âyeti de bu günün sıfatlarındandır. Ebû Amr ise bunu "te" harfini üstün, "cim" harfini de esreli olarak Döneceğiniz, şeklinde okumuştur. Bu ise:

"Şüphesiz dönüşleri yalnız bizedir" (el-Ğaşiye, 88/25) âyetine benzemektedir. Ayrıca Ubey'in: Allah'a döneceğiniz bir günden" kıraati de itibara alınmıştır. Diğerleri ise "te" harfini ötreli, "cim" harfini de üstün okumuşlardır. Yüce Allah'ın:

"Onlar hak mevlaları olan Allah'a döndürülürler" (el-En'am, 6/62) ile ve:

"Yemin olsun eğer Rabbime döndürülsem dahi" (Kehf, 18/36) ile yine Abdullah (b. Mes'ûd)'ın: "Kendisinde Allah'a döndürüleceğiniz bir günde" okuyuşu nazar-ı itibara alınmıştır. el-Hasen ise bunu "ye" harfi ile "bütün insanların döndürüleceği" anlamını ifade etmek üzere "Döndürülecekleri" diye okumuştur.

İbn Cinnî der ki: Âdeta yüce Allah mü’minlere merhametinden dolayı huzuruna dönüşü hatırlamakla karşı karşıya getirmek istemiş gibidir. Çünkü bu kalpleri paramparça eden bir olaydır. O bakımdan onlara: "Bir günden korkun" diye buyurmakta, sonra da bu dönüşün hatırlatılması için onlara merhamet olmak üzere gaip zamiri kullanmış bulunmaktadır.

İlim adamlarının Cumhûruna göre sakındırılan bu gün, Kıyâmet günü, hesaba çekilme ve amellerin karşılığının verileceği gündür. Bazıları da, bu ölüm günüdür, demişlerdir. İbn Atiyye der ki: Âyet-i kerimedeki lâfızların hükmü gereğince birinci görüş daha sahihtir.

Yüce Allah'ın:

"Allah'a" âyetinde mahzuf bir muzaf vardır. "Allah'ın hükmüne ve herşeyi birbirinden ayırdeden kazasına..." takdirindedir.

: onlar" âyeti "herkes" âyetinin anlamına aittir. Lâfız olarak ona ait değildir. Şu kadar var ki el-Hasen'in kıraati olan: Döndürülürler" âyetindeki: zamiri, "döndürülürler" âyetindeki çoğul (...ler) zamire aittir.

Bu âyet-i kerimede sevap ve cezanın kazanılan amellerle alakalı olduğuna açık bir nas vardır ki, bu da Cebriyye'nin bu konudaki görüşlerini reddetmektedir. Buna dair açıklamalar da önceden geçmiş bulunmaktadır.

281 ﴿