15

De ki: "Size bunlardan daha hayırlısını haber veriyim mi? Takvaya erenler için Rablerinin katında altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Orada ebedi kalacaklardır. Tertemiz eşler ve Allah'ın rızası da vardır. Allah kullarını çok iyi görendir.

Soru:

"Bunlardan" (Türkçede: Vereyim mi? (âyeti) ile sona ermektedir.

"Takvaya erenler için" âyeti öne alınmış bir haberdir. "Cennetler" kelimesi ise mübtedâ olmak üzere ref edilmiştir.

Sorunun:

"Rablerinin katında..." âyetinde bittiği de söylenmiştir. Bu açıklamaya göre "cennetler" kelimesi "bunlar öyle cennetlerdir ki" takdirinde gizli bir mubtedânın (haberi olmak üzere) merfudur. Bu açıklamaya göre ise

"daha hayırlısını" kelimesinden bedel olarak "cennetler" kelimesinin iki esreli okunması da câiz olur. Fakat birinci şekle göre böyle bir okuyuş câiz olmaz.

İbn Atiyye der ki: Bu âyet-i kerîme ile bundan önceki âyet-i kerîme Hazret-i Peygamber'in şu âyetini andırmaktadır: "Kadın dört şey için nikâhlanır: Malı, şerefi, güzelliği ve dini. Ey elleri toprakla dolasıca! Sen dindar olanını nikâhlayarak zafere ulaş." Hadisi Müslim ve başkaları rivâyet etmiştir.

İşte "dindar olanı nikâhlamakla zafere kavuş" âyeti bu âyet-i kerimeye bir örnektir. Bundan öncekiler ise, bir önceki âyet-i kerimeye örnektir. Yüce Allah bunu dünyayı terkedenlerin maneviyatlarını güçlendirmek ve dünyalığa sahip olamadıkları dolayısıyla da onları teselli etmek için zikretmektedir. Bu âyet-i kerimenin kelimelerinin anlamları, daha önce Bakara Sûresi'nde-(el-Bakara, 2/25. âyet 3- başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.

"Rıdvan (rıza)" kelimesi "nza"dan masdardır. Bu da yüce Allah'ın cennet ehlini cennete koymasından sonra gerçekleşecektir. Yüce Allah onlara: "Size daha fazla vermemi istediğiniz birşey var mı?" diye soracaktır. Onlar da: Rabbimiz bundan daha üstün herhangi bir şey olabilir mi? diyecekler. Yüce Allah: "Benim rızam (var); bir daha ebediyyen size azap etmeyeceğim." Bu hadisi Müslim rivâyet etmiştir.

Yüce Allah'ın:

"Allah kullarını çok iyi görendir" âyeti hem bir vaaddir, hem bir tehdit.

15 ﴿