38

İşte orada Zekeriyyâ Rabbine dua etti: "Rabbim, bana katından temiz bir soy bahşet. Muhakkak Sen, duayı işitensin" dedi.

2- Her Türlü Dua Allah'adır.

Yüce Allah'ın:

"İşte orada Zekeriyya Rabbine dua etti" âyetindeki:

"Orada" kelimesi asıl itibariyle mekân için olmakla birlikte, hem zaman hem mekan için kullanılabilen bir zarf edatıdır ve burada nasb mahallindedir.

el-Mufaddal b. Seleme ise der ki: kelimesi zaman için (o takdirde anlamı: O vakit, olur); kelimesi ise mekân için kullanılır. Kimi zaman birinin diğerinin yerine kullanıldığı da olur.

"Rabbim bana katından" nezdinden

"temiz bir soy" salih bir nesil

"bahşet" bağışla!

Soy (zürriyet) tekil de olabilir, çoğul da olabilir, erkek için de kullanılabilir, dişi için de kullanılabilir. Burada ise tekildir. Buna yüce Allah'ın:

"Bana kendi katından bir veli (evlat) ihsan et!" (Meryem, 19/5) âyeti delalet etmektedir. Burada "veliler" dememiştir. "Temiz" anlamına gelen kelimesinin müennes gelmesi ise, zürriyet lâfzının müennes olduğundan dolayıdır. Şairin şu sözlerinde olduğu gibi:

"Senin baban bir halifedir, onu bir başkası doğurmuştur

Ve sen de halifesin işte kemal budur."

Burada görüldüğü gibi Onu doğurmuştur, kelimesini müennes söylemesinin sebebi Halife kelimesinin müennes oluşundan dolayıdır.

Enes yoluyla gelen Hadîs-i şerîfte de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmektedir: "Her kim ölür de geriye iyi bir soy bırakırsa, Allah ona o kimselerin amellerinin ecrinin bir benzerini yazar ve onların ecirlerinden de hiçbir şey eksiltmez. "

Bakara Sûresi'nde (2/124. âyet 19. başlıkta)

"soy" anlamına gelen "zürriyet" kelimesinin türeyişine dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.

"Temiz" yani salih ve mübarek

"bir soy bahşet. Muhakkak Sen duayı işitensin" onu kabul edensin.

"Allah hamdeden kulunu işitti yani "duasını kabul buyurdu" ifadesi de buradan gelmektedir.

3- Allah'tan Çocuk Sahibi Olmayı Dilemek:

Bu âyet-i kerîme çocuk sahibi olmayı istemenin lehine bir delildir. Böyle bir istekte bulunmak, rasûllerin ve sıddîklarin sünnetidir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Yemin olsun Biz senden önce peygamberler gönderdik ve onlara da eşler ve zürriyet (evlâtlar) verdik." (er-Radıyallahü anh'd, 13/38) Müslim'in Sahih'inde de Sa'd b. Ebi Vakkas'tan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Osman dünyadan el etek çekmek istedi. Ancak Resûlüllah böyle birşey yapmayı ona yasakladı. Şayet izin vermiş olsaydı biz de kendimizi iğdiş ederdik.

İbn Mâce de Âişe (radıyallahü anhnha)'dan şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Nikâh benim sünnetimdendir. Her kim sünnetim gereğince amel etmezse benden değildir. Evleniniz, çünkü ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı övüneceğim. Her kimin imkânı müsaitse nikâhlansın. İmkân bulamayan ise oruç tutsun. Çünkü oruç şehveti keser. "

İşte bu; "çocuk isteyen ahmaktır" diyen kimi cahil mutasallallahü aleyhi ve sellemvıfların kanaatini reddetmektedir. Böyle bir kimse, asıl ahmak ve şaşkın olduğunu bilmiyor. Yüce Allah İbrahim el-Halil'den şu şekilde dua ettiğini bize haber vermektedir:

"Ve benden sonrakilerde de benim için güzel övgü (lisan-ı sıdk) bırak!" (Şuarâ, 26/84) Bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır:

"Ve onlar ki: Rabbimiz, bize eş ve çocuklarımızdan gözlerimizin aydınlığı olacak kimseler ver ve bizi takva sahiplerine önder kıl! diye dua ederler." (el-Furkan, 25/74)

Buhârî de buna binaen: "Çocuk İsteme Babı" diye bir başlık açmıştır.

Hazret-i Peygamber de oğlu vefat ettiğinde Ebû Talha'ya şöyle dedi: "Bu gece hanımınla bir arada oldun mu?" Ebû Talha: Evet deyince Hazret-i Peygamber şöyle buyurdu: "Allah geçirdiğiniz gecenizi mübarek kılsın." Ebû Talha dedi ki o gece hanımım hamile kaldı. Yine Buhârî'de şöyle denilmektedir: Süfyan dedi ki: Ensardan bir adam şöyle dedi: Ben onun dokuz çocuğunu gördüm hepsi de Kur'ân'ı okuyup öğrenmişlerdi."

Yine Buhârî şöyle bir başlık açmıştır: "Bereket ile birlikte çok çocuk sahibi olmak için dua etmek." Daha sonra Enes b. Mâlik'in rivâyet ettiği hadisi naklederek der ki: Umm Süleym: Ey Allah'ın Rasûlü dedi. Bu Enes senin hizmetkârındır. Sen onun için Allah'a dua et. Hazret-i Peygamber şöyle buyurdu: "Allah'ım, sen ona çokça mal ve evlat ver ve ona verdiklerinde de bereket ihsan et." Yine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'ım, Ebû Seleme'ye mağfiret buyur. Onun hidâyete ermiş olanlar arasındaki derecesini yükselt ve onun soyundan geleceklere sen halef ol!" Bu hadisi de Buhârî ve Müslim rivâyet etmiştir.

Hazret-i Peygamber buyurdu ki: "Doğurgan ve sevecen kadınlarla evleniniz. Ben çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı övüneceğim." Bu hadisi de Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Bu anlamdaki haberler pek çoktur ve bunlar çocuk sahibi olmayı teşvik etmektedir. Çünkü insan hayatında da ölümünden sonra da çocuğundan faydalanmayı umud eder. Hazret-i Peygamber de: "Sizden bir kimse öldü mü üç şey müstesna ameli kesilir" diye buyurduktan sonra: "Yahut da kendisine dua edecek salih bir evladı olursa" diye buyurmuştur.

Şayet bu konuda bu hadisin dışında bir âyet olmasaydı bile bu dahi yeterdi.

4- Çoluk Çocuğun Hidâyet Bulmaları İçin Allah'a Dua Etmek:

Bu sabit olduğuna göre insana düşen görev, çocuğunun, hanımının hidâyete ermesi için yaratıcısına yalvarıp yakarması, onların hidâyet, salah, iffet ve emir ve âyetlere riâyeti onlara ihsan etmesini; din ve dünyası için kendilerine yardımcı olmalarını istemesi gerekir. Böylelikle dünyasında da âhiretinde de bunlardan büyük bir fayda sağlamış olur. Nitekim Hazret-i Zekeriyya:

"Rabbim, Sen onu razı olduklarından kıl" (Meryem, 19/6) diye dua ettiği gibi: "Bana katından temiz bir soy bahşet" diye de dua etmiştir.

Yüce Allah (bir başka yerde salih insanların dualarını bize nakletmekte ve) şöyle buyurmaktadır:

"Rabbimiz, bize eş ve çocuklarımızdan gözlerimizin aydınlığı olacak (salih evlat)Zar yer..."(Furkan, 25/74)

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Enes'e dua ederek şöyle buyurmuştur: "Allah'ım malını ve çocuklarını çoğalt ve bunları onun için mübarek kıl" Bu hadisi de Buhârî ve Müslim rivâyet etmiştir. Bu kadarı da bizim için yeterlidir.

38 ﴿