77

Allah'ın ahdîni ve kendi yeminlerini az bir pahaya değişenlerin âhirette hiçbir payı yoktur. Allah Kıyâmet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, ve onları temize çıkarmaz. Ve onlar için elim bir azap vardır.

Bu âyete dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

1- Âyetin Nüzul Sebebi:

Hadis İmâmları el-Eş'as b. Kays'tan şöyle dediğini rivâyet etmektedirler: Benimle yahudilerden bir adam arasında (ortak) bir arazi vardı. O benim o arazideki hakkımı inkâr etti. Ben de onu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın huzuruna götürdüm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: "Senin herhangi bir delilin var mı?" diye sûrdu. Ben: Hayır, dedim. Bu sefer yahudiye: "(Arazide hakkım olmadığına dair) yemin et!" diye buyurdu, Ben: O vakit yemin eder ve benim malımı alıp götürür, deyince, yüce Allah:

"Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir pahaya değişenlerin..." âyetini âyetin sonuna kadar indirdi.

Yine hadis İmâmlarının Ebû Umame'den rivâyetine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim yeminiyle müslüman bir kimsenin hakkını kesip alırsa, Allah onun için cehennemi vacip kılar ve cenneti de ona haram kılar." Ona bir adam şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasûlü, bu önemsiz birşey olsa dahi böyle midir? Hazret-i Peygamber şöyle buyurdu: "İsterse erâk (misvak) ağacından bir küçük çubuk olsun, "

Bakara Sûresi'nde (2/174. âyette) de yüce Allah'ın:

"Allah Kıyâmet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları temize çıkarmaz" âyetine dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.

2- Hakimin Hükmü Helâl Olmayan Birşeyi Gerçekte Helâl Kılar mı?

Bu âyet-i kerîme ile Hadîs-i şerîfler, hakimin hükmünün, lehine hüküm verilen kimse bu hükmün batıl olduğunu biliyor ise, zahiren verilen hüküm ile o malı lehine hüküm verilene batınen de helâl kılmayacağını göstermektedir.

Hadis İmâmları Ummu Seleme'den şöyle dediğini rivâyet ederler: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sizler benim huzurumda davalaşıyorsunuz. Ben bir insanım. Belki sizden herhangi bir kimse kendi delilini diğerinden daha güzel bir şekilde açıklayabilir Ben de sizden işittiğime uygun olarak aranızda hüküm veririm. Her kime kardeşinin hakkından birşeyin verilmesine hüküm verecek olursam onu almasın. Çünkü ben bu hükmüm ile ona cehennemden bir parça kesip veriyorum ki o Kıyâmet gününde bunu getirip gelecektir."

Bu hususta İmâmlar arasında görüş ayrılığı yoktur. Bu konuda çelişkili iddiada bulunarak aşırıya giden Ebû Hanîfe olup o şöyle der: Batıl şahitliğe mebni olan hakimin hükmü kendisi için haram kılınmış bulunan ferci (yanı kadını) helâl kılar. Nitekim Bakara Sûresi'nde (2/188. âyet 3, başlıkta) buna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır. Ebû Hanîfe'nin iddiasına göre iki yalancı şahit bir adamın aleyhine hanımını boşadığına dair şahitlikte bulunsa ve hakim de bu İki şahidin şahitliğine göre hüküm verecek olsa, artık o kadın, meselenin batıl olduğunu bilenlerden olup kendisiyle evlenen kimseye dahi helâl olur.

Bu, açık ve sahih hadisten yüzçevirmesi dolayısıyla onun çirkin bir iş yaptığı ve böylelikle malları koruma altına alırken, fasid hükümlerle bunların mubah olmayacağı görüşüne rağmen Fercleri (namusları) böyle bir şeye karşı korumaması dolayısıyla ayıplanmış bulunmaktadır. Halbuki ferclerin gereken şekilde korunmaları ve bu hususta ihtiyatlı olmak, daha uygundur. Yüce Allah'ın izniyle Hân âyetinde (en-Nûr, 24/6-10. âyetler) onun bu sözünün tutarsız olduğuna dair açıklamalar gelecektir.

77 ﴿