147"Rabbimiz, günâhlarımızı ve içimizdeki taşkınlığımızı bize bağışla. Ayaklarımıza sebat ver. Kâfirler güruhuna karşı bize yardım et" demekten başka bir söz söylemiyorlardı. Daha sonra yüce Allah, onlardan birtakım kimselerin yahut da (diğer görüşe göre) peygamberlerinin öldürülmesinden sonra kendilerinin sabrettiklerini, kaçmadıklarını ve kendilerini ölüme hazırladıklarını, kendilerine şehadet nasib olursa, günahlardan tevbe etmiş olarak ölmek için de Allah'tan mağfiret dilediklerini, düşmanları önünde bozulmamalan için de sebat vermesi ve düşmanlarına karşı zafer nasib etmesi için dua ettiklerini haber vermektedir. Diğer organlar arasında özellikle ayaklara sebat verilmesinin sözkonusu edilmesi, ayaklara dayanılmasından ötürüdür. Böylelikle yüce Allah şöyle buyurmuş gibidir: Ey Muhammed'in ashabı! Sizler de niçin böyle yapmadınız ve benzeri sözler söylemediniz? Yüce Allah onların dualarını kabul buyurdu, onlara yardım ve zafer verdi, dünyada ganimet, âhirete gittikleri vakit de onlara mağfiret verdi. İşte şanı yüce Allah tevbe eden samimi ve dinine yardım eden, düşmanları ile karşılaştıklarında Allah'ın hak va'di üzere doğru sözüne bağlılık üzere sebat gösteren ihlâslı kullarına böyle davranır. "Allah sabredenleri sever." Allah cihad üzere sabır ve sebat gösterenleri sever, demektir. Kimisi de: "Başka bir söz söylemiyorlardı" âyetini "lâm" harfini ötreli olarak okumuş ve "söylemek" den gelen fiili:..dı'nın ismi olarak okumuşlardır. Buna göre ifadenin anlamı: Onların söyledikleri söz, sadece "Rabbimiz, günahlarınımızı bağışla" demekten ibaretti, şeklinde olur. Ancak, bu kelimeyi nasb ile okuyanlar ise, "...idi" anlamındaki nakıs fiilin haberi olarak kabul etmişlerdir. İsmi ise, "Rabbimiz, günahlarımızı bağışla demekten başka bir söz söylemiyorlardı" anlamındaki âyet olur ki, burada günahlardan kasıt da küçük günahlardır. "İçimizdeki taşkınlığımızı" ile kastedilen de büyük günahlardır. Taşkınlık (israf): Herhangi bir şeyde aşırıya kaçmak ve sınırı aşmak demektir. Müslim'in Sahih'inde de Ebû Mûsâ el-Eşarî'den nakledildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şu şekilde dua edermiş: "Allah'ım, bana günahımı, bilgisizliğimi, içimdeki taşkınlığımı ve Senin benden daha iyi bildiğin yaptığım şeyleri bana bağışla!" diyerek hadisin geri kalan bölümünü zikretmektedir. O halde insana düşen şey, Allah'ın Kitabı ile sahih sünnette yer alan duaları yapmak, onun dışında kalanları da bir kenara bırakmaktır. Ben bu duayı, tercih ediyorum, dememelidir. Çünkü yüce Allah, hem Peygamberi, hem gerçek dostları için yapacakları duaları seçmiş, onlara nasıl dua edeceklerini öğretmiştir. |
﴾ 147 ﴿