198

Fakat Rablerinden korkanlar İçin altından ırmaklar akan cennetler var. Orada ebedîyyen kalacaklar. Allah'tan bir ikram olmak üzere. Allah katından olanlar, iyiler için daha hayırlıdır.

19. En Büyük Nimete Mazhar Olanlar Takva Sahipleridir:

Yüce Allah'ın:

"Fakat Rablerinden korkanlar için..." âyeti nefy anlamını İhtiva eden âyetlerden sonraki bir istidrâktir. Çünkü bundan önceki âyetin anlamı şu ki: Onların ülkelerde gezip dolaşmalarından faydaları yoktur. Fakat takva sahipleri için büyük çapta yararlanma ve ebedîlik sözkonusudur. Buna göre; "Fakat" âyeti mübtedâ olmak suretiyle ref’ mahallindedir. Yezid bin Ka'ka ise; "nûn"u şeddeli olarak okumuştur.

20- Takva Sahiplerine Yapılacak ikramlar:

"Allah'tan bir İkram olmak üzere" âyetindeki -ikram anlamı verilen-: âyeti, Basralılara göre

"Mükâfat" (195. âyet) kelimesi gibidir (Yani tekid için gelen bir mastardır). Kisâî'ye göre bu mastardır el-Ferrâ' ise bu müfessîrdir (temyizdir), der.

el-Hasen ve en-Nahaî bu kelimeyi iki tane ötrenin yan yana gelmesini ağır bulduklarından dolayı, sakin olarak; şeklinde okumuşlardır. Diğerleri ise bunu ağır aze harfi de ötreli olmak üzereb okumuşlardır.

Bu kelime yolculuktan gelip misafir olarak konaklayana hazırlanan şeyleri irade eder. Şair der ki:

"Bir kavmin nezîli (misafiri), aralarında hakları en büyük olandır.

Allah'ın hakkı da misafirin hakkı içindedir."

Nezîl kelimesinin çoğulu ise "enzâT gelin Nezîl bir pay, bir araya gelmiş, toplanmış demektir. Nüzul (en-nüzul) aynı şekilde; gelir ve mahsul anlamına da gelir. O bakımdan "nezl ve nüzulü çok (geliri fazla) yiyecek" tabiri kullanılır.

21- Cennetliklere Verilecek ikram:

Derim ki: Burada sözü geçen ikramın -doğrusunu en iyi bilen Allah'dır ya-Müslim'in Sahih'inde sözü edilen ikram olma ihtimali vardır. Orada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın azadlısı Sevbân tarafından nakledilen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bir yahudi aliminin sorular sorduğu olayı anlatırken şöyle denilmektedir:

Yahudi alimi sordu: "Yerin başka bir yer semaların da başka sema olup değiştirileceği gün insanlar nerede olacaktır" dedi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Onlar köprünün beri tarafında karanlık içerisinde olacaklardır." Peki insanlar arasında ilk köprüyü geçecekler kimlerdir? diye sorunca Hazret-i Peygamber: "Muhacirlerin fakirleridir" diye buyurdu. Yahudi; Peki cennete girecekleri vakit onlara verilecek olan ikram ne olacaktır?" dedi. Hazret-i Peygamber: "Balığın (mın.) ciğerindeki parmağı andıran fazlalıktır" dedi. Yahudi: Bunun akabinde onlara verilecek olan yiyecek nedir?" dedi. Hazret-i Peygamber şu cevabı verdi: "Dört bir yanından yiyip durmuş bulunan cennetteki öküz onlar için boğazlanacaktır." Yahudi: Peki bundan sonra ne İçeceklerdir, diye sordu. Hazret-i Peygamber şu cevabı verdi: "Orada Selsebil diye adlandırılan bir pınardan içeceklerdir." Daha sonra Sevbân, hadisin geri kalan kısmını nakletti.

İşte buradaki açıklamalar ikrama dair açıklamalarımıza da uygun düşmektedir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'dır.

el-Herevî der ki: "Allah'tan bir ikram olmak üzere" âyetinin anlamı, bir sevap olmak üzere demektir, rızık olmak üzere diye de açıklanmıştır.

"Allah katında olanlar, mü’minler için daha hayırlıdır." Kâfirlerin dünyada içinde bulundukları nimetlerden daha hayırlıdır, demektir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

198 ﴿