21Hem birbirinize karışmış ve onlar sizden kuvvetli bir söz almışken onu nasıl alabilirsiniz? 5- Mehrin Geri Alınamayışının Gerekçesi: Yüce Allah'ın: "Hem birbirinize karışmış... iken onu nasıl alabilirsiniz?" âyeti halvet olması halinde mehrin geri alınmasının yasak oluşunun bir gerekçesidir. Bazıları der ki: Birbirine karışmak" kelimesi, kocanın hanımı ile cima etsin etmesin tek bir örtü altında bulunması demektir. Bunu el-Herevî nakletmektedir ki, bu el-Kelbî'nin açıklamasıdır. el-Ferrâ' der ki: Bu kelime erkeğin kadın ile başbaşa kalıp onunla cima etmesi demektir. İbn Abbâs, Mücahid, es-Süddî ve başkaları der ki: Bu âyet-i kerimedeki bu kelime cima anlamındadır. İbn Abbâs der ki; Ama yüce Allah kerimdir. O bakımdan kinayeli buyurmuştur, Sözlükte bu kelime asıl itibariyle karışmak anlamındadır. Birbirine karışmış şeylere “.....” denilir. Şair der ki: “Ona: Ey halam dedim, devem senindir ve ayrıca Heybemde birbirine karışmış kuru hurma ve kuru üzüm.” Birbirine karışmış ve başkanları bulunmayan topluluğa da: denilir. "Karışmış" kelimesi cima etmese dahi halvette bulunmak anlamına alındığı takdirde, acaba sadece halvetin varlığı ile mehrin ödenmesi gerekir mi, gerekmez mi hususunda ilim adamlarımız birbirinden farklı dört görüş ortaya atmışlardır. Birisine göre, mücerred halvet ile mehrin Ödenmesi gerekir. Diğer görüş ilişki olmadıkça mehir tahakkuk etmez. Üçüncü görüş, kadının zifaf odasında kocası ile başbaşa (halvette) kalması ile mehrin ödenmesi gerekir. Dördüncü görüş ise, erkeğin evinde olması ile kadının evinde olması arasında fark gözetilip hükümlerin Farklı olacağını belirten görüştür. Sahih olan, kayıtsız şartsız halvet ile mehrin ödenmesi gerektiği görüşüdür, Ebû Hanîfe ve arkadaşları da bu görüştedir. Onlar derler ki: Koca hanımı ile sahih olarak halvette bulunacak olursa mehrin tamamı (ve ayrılık halinde) iddet gerekir. Duhul olmuş olsun, yahut olmasın farketmez. Dârakutnî, Sevbân'dan şöyle dediğini nakletmektedir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kim kadının örtüsünü açar ve ona bakarsa mehir Ödemek icabeder." Dârakutnî, III, 307. Hazret-i Ömer de şöyle buyurmuştur: "Kapıyı kapatır, perdeyi indirir ve (nikâhsız olarak görülmesi haram yeri) avreti görürse mehir Ödemek icab eder." Dârakutnî, III, 307. Ali (radıyallahü anh)'nin de şöyle dediği rivâyet edilmektedir: "(Erkek) kapıyı kapatır, perdeyi indirir, (kadının) avrettini görürse, mehir ödemesi vacip olur." Dârakutnî, III, 307. Mâlik de der ki: Bir sene ve buna benzer uzun bir süre koca karısı ile birlikte kalacak olursa ve her ikisi de birbirlerine dokunmadıkları hususunda ittifak ederlerse ve kadın da mehrin tamamını isteyecek olursa, ona hak kazanır. Şâfiî der ki: Böyle bir durumda kadının iddet bekleme yükümlülüğü yoktur. Mehrin yarısını hak eder. Buna dair açıklamalar daha önce el-Bakara Sûresi'nde (2/237. âyet, 5- başlıkta) geçmiş bulunmaktadır. 6- Kadınların Aldıkları "Kuvvetli Söz": Yüce Allah'ın: "Hem... onlar sizden kuvvetli bir söz almışken..." âyetinin açıklaması ile ilgili üç görüş vardır. Bir görüşe göre buradaki kuvvetli sözün, Hazret-i Peygamberin: "Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah'ın emaneti diye aldınız ve onların fercleri Allah'ın İsmi ile size helâl oldu" âyetinde dile getirilmiştir. Müslim, Hacc 147; Ebû Dâvûd, Mennsik 56; İbn Mâce, Menasik 84; Dârimî, Mennsik 34; Müsned, V, 73 (Veda Haccı hutbesinin bir bölümü olarak). Bunu İkrime ve er-Rabi’ söylemiştir. İkinci görüşe göre, yüce Allah'ın: "Boşama iki defadır. Ya iyilikle tutmak, ya güzellikte salmaktır" (el-Bakara, 2/229) âyetinde dile getirilmiştir Bunu el-Hasen, İbn Şîrîn, Katade, ed-Dahhak ve Süddî söylemiştir Üçüncü görüş ise, nikâh bağıdır. Kocanın ben nikâhladım ve nikâh bağına malik oldum sözüdür. Bu da Mücahid İle İbn Zeyd'in görüşüdür. Bir gurup ise, kuvvetli sözden kasıt çocuktur demişlerdir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. |
﴾ 21 ﴿