30Kim haddi aşarak ve haksızlık ederek bunu yaparsa, yakında Biz onu ateşe sokacağız. Bu da Allah'a pek kolaydır. Âyette yer alan "bunu" ile öldürmeye işaret edilmektedir. Çünkü bu işarete en yakın olarak zikrolunan şey odur. Bunu Atâ söylemiştir. Bu işaretin, batıl yollarla mal yemeye ve canı öldürmeye ait olduğu da söylenmiştir. Çünkü her ikisine dair yasak, birbiri ardında ve birbiriyle uyumlu bir şekilde gelmiş bulunmaktadır. Akabinde de nehye uygun olarak tehdit yer almaktadır. Yine denildiğine göre bu, yüce Allah'ın sûrenin baş tarafından itibaren; "Kim... bunu yaparsa" âyetine kadar yasak kılınan bütün hususlarda umumi bir, tehdide işarettir. Taberî de der ki: "Bunu" işareti, son yapılan tehditten itibaren yasak kilınan şeylere aittir. Bu son tehdit de yüce Allah'ın: "Ey îman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl olmadığı gibi..." (en-Nisâ, 4/19) âyetidir. Çünkü sûrenin baş tarafından itibaren zikrolunan her yasak ile bir tehdit gelmiştir. Ancak; "Ey îman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal olmadığı gibi..." âyeti bundan müstesnadır. Bu âyetten itibaren: "Kim haddi aşarak ve haksızlık ederek bunu yaparsa..." âyetinden başka herhangi bir tehdit gelmemiştir. Udvan, haddi aşmak demektir. Haksızlık (zulüm) ise, bir şeyi konulması gereken yerden başka yere koymak demektir. Buna dair açıklamalar daha önceden geçmiş bulunmaktadır. (Bk. el-Bakara, 2/35- âyet, 13- başlık). Burada tehdidin, haddi aşmak ve zulüm kayıtlarıyla birlikte sözkomısu edilmesi, yanılarak ve yanlışlıkla yapılan işin kapsam dışında tutulması içindir. Manaları birbirlerine yakın olmakla birlikte, haddi aşmanın ve zulmün bir arada zikrolunirtası, lâfızlarının farklı oluşundan dolayıdır. Böyle bir kullanım, şu rmsrada da olduğu gibi, söz esnasında güzeldir: "Ve onun söylediği sözü yalan ve dolan buldu," Lâfızların farklı oluşu dolayısıyla atıf güzel düşmüştür. Nitekim, uzak ve alabildiğine uzak olsun anlamında; denilmektedir. Hz Yakub'un söylediği bildirilen şu ifadelerde de böyledir: "Ben keder ve üzüntümü ancak Allah'a şikâyet ederim." (Yusuf, 12/86) Burada da lâfızların farklı oluşu dolayısıyla bu uygun düşmüştür. "Onu... sokacağız" âyeti ateşin sıcağım ona dokunduracağız; demektir Bu âyet-i kerimelerle Ebû Said el-Hudrî'nin, haklarında tehdidin sözkonusu edildiği isyankâr ve büyük günah işleyenlere dair rivâyet ettiği hadisin bir arada ne anlam ifade ettiğine dair açıklamaları daha önceden yapmış olduğumuzdan, burada onları tekrarın bir anlamı yoktur. el-A'meş ve en-Nehaî "Onu... sokacağız" anlamındaki bu kelimeyi, şeklinde "nün" harfi üstün olarak- den nakledilmiş gibi okumuştur. Bunun da ifade ettiği anlam aynıdır. Ötreli okuyuş da gibi hemzelisinden nakledilmiş demektir. |
﴾ 30 ﴿