129

İsteseniz bile kadınlar arasında adalet yapamazsınız. Bari büsbütün meyledip de ötekini askıdaymış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız, şüphe yok ki Allah, çok mağfiret edicidir, marhamet sahibidir

Yüce Allah:

"isteseniz bile kadınlar arasında adalet yapamazsınız. Bari büsbütün meyledip de.," âyetinde, kadınlar arasında mutlak adaleti gerçekleştirmenin güç dahilinde olmadığını haber vermektedir. Güç dahilinde olmayan şey ise, sevgi, cima ve kalpteki yer itibariyle tabii meyil ile ilgili hususlardadır. Yüce Allah, insanların durumunu vasfetmekte ve yaratılışları gereği, kalplerinin kimisine meyledip, kimisine meyi etmesini önlemek imkânına sahip olmamakla nitelendirmektedir. O bakımdan Peygamber (salat ve selam ona) şöyle derdi: "Allahım, işte bu benim gücüm dahilinde olan hususlardaki paylaştırmanındır, O bakımdan Senin Mâlik olduğun, benim sahip olamadığım hususlarda beni kınama!" Ebû Dâvûd, Nikâh 38; Tirmizî, Nikâh 42; Nesâî, İşretu'n-Nisa 2; İbn Mâce, Nikâh 47: Dârimî, Nikâh 25.

Daha sonra yüce Allah bir nehiyde bulunarak:

"Bari büsbütün meyledip de..." diye buyurmaktadır. Mücahid der ki: Kasten kötülük yapmaya kalkışmayınız. Aksine paylaştırmada ve nafakada eşitliğe riâyet ediniz. Çünkü bu, güç yetirilen hususlar arasındadır. İleride buna dair açıklamalar geniş bir şekilde el-Ahzab Sûresi'nde (33/51. âyet 2; başlıkta) yüce Allah'ın izniyle gelecektir. Katade de en-Nadr b. Enes'den, o, Beşir b. Nehîk'ten, o, Ebû Hüreyre'den şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Her kimin İki hanımı bulunur da aralarında adalet yapmazsa, Kıyâmet gününde bir tarafı meyilli olarak gelir." Ebû Dâvûd, Nikâh 38; Tirmizî, Nikâh 42; Nesâî, İşretu'n-Nisâ 2; İbn Mâce, Nikâh 47; Dârimî, Nikâh 24; Müsned, II, 295, 347. 471.

Yüce Allah'ın:

"Ötekini askıdaymış gibi bırakmayın" yani ne boşanmış, ne de evli gibi kalmasın. Bu açıklamayn el-Hasen yapmıştır. Bu da bir şeye asılı bulunan bir başka şeye bir benzetmedir. Böyle bir şey ise, ne yer üzerinde karar bulmuştur, ne de asılı bulunduğu şey tarafından gereği gibi taşınmaktadır

Bu: darb-ı meseline benzemektedir. Çoğu bulamadığı için aza kanaat etmeye dair bir darb-ı meseldir (Mecmau'l-Emsâl, I. 305'ten naklen; İbn Aliyye, el-Muharrar, IV, 274, dn: 308), Nahivcilerin örfünde ise, fiilin taliki de bunu andırmaktadır,

Umrn Zer' hadisi diye bilinen meşhur hadiste kadının şu sözleri de bu kabildendir: "Kocam, çirkin bir sırık gibi ince ve uzundur. Konuşursam beni boşar, susarsam askıda kalırım." Buhârî, Nikâh 82; Müslim, Fedâilu's-Sahabe 92. Katade dedi ki: ("Askıdaymış gibi" demek) hapisdeymiş gibi demektir. Nitekim, Ubeyde bunu: "Onu hapisde imiş gibi bırakmayın" diye okumuştur. İbn Mes'ûd ise bunu: Onu, sanki o askıdaymış gibi bırakmayın" diye okumuştur. "Onu... bırakmayın" kelimesi nasb mahallindedir. Çünkü nehyin cevabıdır. "Askıdaymış gibi" kelimesindeki ("gibi" anlamındaki) "kef" harfi de yine nasb mahallindedir

129 ﴿