116

Eğer sen, yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edersen, seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zannederler, onlar ancak asılsız tahminlerde bulunurlar.

Yüce Allah'ın:

"Eğer sen yeryüzünde bulunanların çoğuna" yani, kâfirlere

"itaat edersen, seni Allah yolundan" yani, Allah'ın sevap ve mükâfatını almaya götüren yoldan

"saptırırlar. Onlar, ancak zannederler." âyetindeki anlamındadır. (Yani, zandan başkasına uymuyorlar). Yine

"onlar ancak asılsız tahminlerde bulunurlar" âyetinde de böyledir, Asılsız tahminlerde bulunurlar." kendi zanlarına göre kanaat belirtirler, ölçüp biçer, takdir ederler. Tahminde bulunmak da buradan gelmektedir. Asıl anlamı ise kesmek demektir. Şair der ki:

"Sen aramızda mızrakların parçalarını çubukların pürüzlerini düzeltip

Elleriyle arşınladıklarına benzediklerini görürsün."

Beyitteki Çubuk parçaları, çoğuludur. Haracını almak üzere hurma ağacındaki meyveyi tahmin etme İşini anlatmak üzere de denilir. Buna göre ise kesin olarak ifade edilmesi mümkün olmayan şeyi kestirip atan, kesinlikle ifade eden, demektir. Bunun câiz olmayışı ise, bu konuda kesin bilgi sahibi olmadığından dolayıdır.

Bu hususa dair daha geniş açıklamalar yüce Allah'ın izniyle ileride ez-Zariyat Sûresi'nde (51/10. âyetin tefsirinde) gelecektir.

116 ﴿