106Diğer bir kısım da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. Allah onları ya azaba uğratacak, yahut tevbelerini kabul edecektir. Allah her şeyi bilendir, Hakimdir. Bu âyet-i kerîme, tevbeleri kabul olunan üç kişi hakkında inmiştir. Bunlar, Vakıfoğullarından Hilâl b. Umeyye, Kâ'b b. Mâlik ve Amroğullarından Murâre b. er-Rabi'dir. Murâre b. Rub'î de denilmiştir. Bunu el-Mehdevî nakletmiştir. Bu üç kişi -ileride de onlardan söz edileceği gibi- imkânları bulunduğu halde Tebûk'ten geri kalmışlardı. Âyetin takdiri şöyledir: Onlardan işi Allah'ın emrine bırakılmış ertelenmiş kimseler de vardır. "Onu erteledim, sonraya bıraktım," demektir. Bu kökten "Murcie" diye bir fırka ismi da gelmektedir, Çünkü onlar ameli tehir etmişlerdir. Hamza ve el-Kisâî, hemzesiz olarak; diye okumuşlardır. Bunun: Onu erteledim, anlamındaki den geldiği söylenmiştir. el-Müberred şöyle demektedir: Onu erteledim anlamında; denilmez. Ancak, bu ifade ummak anlamına gelen: O'den gelmiş olmalıdır. "Allah onları ya azaba uğratacak, yahut tevbeletini kabul edecektir" âyetindeki "Ya, ya da, yahut" Arapçada iki işten birisi için kullanılır. Şanı yüce Allah da işlerin âkibetinin ne olacağını elbetteki bilendir. Fakat burada kullara onların bildikleri üslûp ile hitap edilmiştir. Yani, size göre onların durumu (iyi şeyler) ümit etmek şeklinde olsun. Çünkü kullar için bundan fazla yapabilecekleri bir şey yoktur. |
﴾ 106 ﴿