22

Şüphesiz onlar âhirette en çok zarara uğrayacak kimselerdir.

"İşte bunlar kendi kendilerine yazık edenlerdir" âyeti mübtedâ ve haberdir.

"Uydurmakta oldukları şeyler de önlerinden kaybolup gitti." Yani uydurdukları şeyleri kaybettiler, önlerinden yok olup gittiler.

Yüce Allah'ın;

"Şüphesiz" âyeti ile ilgili olarak ilim adamlarının bir kaç görüsü vardır. el-Halîl ve Sîbeveyh bunun "gerçek şu ki" anlamında olduğunu söylemişlerdir. Buna göre onlar; ile yi bir arada tek bir kelime olarak; yi ise burada ref mahallinde kabul ederler. el-Ferrâ' ve Muhammed b. Yezîd'in görüşü de budur. Bunu da en Nehhâs nakletmektedir. el-Mehdevî der ki: Yine el-Halîl'den nakledildiğine göre, bu tabir "mutlaka ve kaçınılmaz olarak" anlamlarına gelir. el-Ferrâ'’nın da görüşü budur. Bunu da es-Sa'lebî nakletmektedir.

ez-Zeccâc ise der ki: Burada nefy edatıdır ve bu da onların; putların kendilerine fayda sağlayacağı şeklindeki görüşlerini reddetmektedir. Anlam şöyle gibidir: Hayır, böyle bir şeyin onlara faydası olmayacaktır. Buna karşılık ise kesbetdi, kazandı anlamındadır. Böyle bir fiil onlara hüsranı kazandırdı, onları zarara soktu, demek olur. "Kesbetti" fiilinin faili ise mahzuftur. ise, fiili ile nasbedilmiştir.

Nitekim; " Senin Zeyd'den uzak kalışın, onun sana kızgınlığını çekti, kesbettirdi" demeye benzer. Şair de der ki:

"Biz onun başını bir hurma kütüğünün tepesine diktik,

Ellerinin kazandıkları sebebiyle; biz haksızlık etmedik."

el-Kisaî ise; "bu, onların ...larına mani olmadı, engellemedi" anlamındadır, der. Bunun; "Kat'î olarak hiçbir kimse ortaya koyamadı" anlamına geldiği ve çokça kullanım dolayısıyla failin hazfedildiği de söylenmiştir. ise kat' (kat'î olarak ortaya koymak, kesmek) anlamlarına gelir. Mesela; "Hurma ağaçlarından hurmayı devşirdi, kopardı" denilir. Bu işi yapana da ism-i fail olarak; denilir, bunun çoğulu da şeklinde gelir. "Bu devşirme zamanıdır" anlamındadır. "Koyunun yününü kırptım" demektir, "Ondan bir miktar kırptım, aldım" manasınadır. Tıpkı; "Bir şeyi kestim," fiiline benzemektedir. Bundan sonra Kurtubî, ayeti kerimede lâfzan geçmeyen ve anlam itibariyle ona benzeyen "ece-le-me" fiilinin çeşitli kullanımlarına dair iki satırlık bir açıklamayı el-Cevherî'den naklen kaydetmektedir. Doğrudan âyetin hıfzı ile ilgisi olmadığından tercümeye gerek görmedik. Bu açıklamaları el-Cevherî yapmaktadır,

en-Nehhâs der ki: el-Kisaî bu terkibin dört türlü kullanıldığını iddia etmektedir. şeklindeki üç türlü kullanımı zikrettikten sonra der ki: Fezârelilerden bir kesim de sondaki "mim"i kullanmaksızın; şeklinde kullanırlar. El Ferrâ ise bu hususta iki ayrı söyleyiş daha nakledip şöyle der: Âmiroğulları; derler. Araplardan bir grup da; şeklinde "cim" harfini ötreli olarak kullanırlar.

22 ﴿