2

Muhakkak Biz, onu anlayıp düşünesiniz diye Arapça bir Kur'ân olarak indirdik.

Yüce Allah'ın.

"Muhakkak Biz, onu... Arapça bir Kur'ân olarak indirdik" âyetinin: Biz Arapça bir Kur'ân indirdik, anlamında;

"Kur'ân olarak"ın hal olmak üzere nasbedîlmiş olması,

"Arapça" âyetinin da

"Kur'ân olarak" âyetinin sıfatı olması mümkündür. Bununla birlikte; Ben Zeyd'e uğradım (onu) salih bir adam olarak (gördüm)," ifadesinde olduğu gibi, hal için bir hazırlık ifadesi (tavtie) olması; "Arapça" kelimesinin hal olması da mümkündür. Yani bu Kur'ân-ı Kerîm, ey Araplar sizin dilinizle gayet anlaşılır ve açık seçik bir şekilde okunmaktadır, "Dul kadın ise kendi maksadını açıkça ifade eder" İbn Mâce, Nikâh 11; Müsned, IV, 192 hadisindeki "ifade eder" anlamını veren kelime de "Arab" ile aynı kökten gelmektedir.

"Anlayıp düşünesiniz diye" âyeti, onun manalarını bilesiniz, içindeki âyetleri de kavrayasınız diye, demektir. Bazı Araplar; " diye" ile birlikte a benzeterek da getirirler. deki "lâm" te'kid için fazladan getirilmiştir. Nitekim şair şöyle demektedir:

"Ey babamız, belki sen yahut olur ki sen..."

"Anlayıp düşünesiniz diye" âyetinin, onu iyice düşünmeniz umulur diye, anlamında olduğu da söylenmiştir. Buna göre şüphe ve tereddüt anlamı ne Kitab, ne de yüce Allah ile ilgilidir; onlar ile ilgilidir.

"Onu... indirdik" âyetinin Yûsuf'un haberini indirdik, anlamında olduğu da söylenmiştir.

en-Nehhâs der ki: Böyle bir açıklama âyetin anlamına daha uygun düşmektedir. Çünkü rivâyete göre yahudiler şöyle demişler: Ona Ya'kub'un çocuklarının Şam'dan, Mısır'a niçin gittiklerini ve Yûsufun haberinin ne olduğunu sorunuz? Bunun üzerine yüce Allah bu âyeti Mekke'de iken Tevrat'a uygun olarak indirdi. Üstelik burada onların bilmedikleri fazla açıklamalar da vardır. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bir kitab okumadığı ve kitab okunan bir yerde bulunmadığı halde- onlara bu hususları haber vermesi, Îsa (aleyhisselâm)ın -ileride ona dair açıklamalarda geleceği üzere- ölüleri diriltmesi gibi bir mucize olmuştu.

2 ﴿