3Biz sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle en güzel kıssayı sana anlatacağız. Halbuki sen şüphesiz bundan önce haberdar olmayanlardandın. Yüce Allah'ın: "Biz sana... anlatacağız" âyeti mübtedâ ve haberdir, "En güzel kıssayı" anlamındaki ifade de mastar anlamında olup, ifadenin takdiri: En güzel kıssayı anlattık, şeklindedir. Kıssa anlatmak (diye anlam verilen: el-kasas), bir şeyin izinden gitmek, izini takib etmektir. Yüce Allah'ın: "Anası, kızkardeşine: Git onu, izle dedi." (el-Kasas, 28/11) âyeti, onun izini takib et, anlamındadır. "Kâss (kıssacı, kıssa anlatan)" İse izleri takib edip onların durumunu bildiren kimse demektir. "En güzel" sıfatı ise kıssaya değil, kıssa anlatmaya aittir. Çünkü: Filan kişi güzel bir şekilde anlatır, denilirken onun sözü sıralaması ve anlatma şekli güzeldir, demektir. Bir diğer görüşe göre buradaki "el-kasas" mastar olmayıp, isim anlamındadır. " Umudumuz Allah'tandır" denilmesi gibi. Buna göre ifadenin anlamı; Biz, sana en güzel haberi (kıssayı) bildireceğiz, demek olur. Bu da; "Biz sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle" bizim vahyedişimizle olacaktır, demektir. Buna göre burada; fiil ile birlikte mastar (vahyetmek) anlamındadır. "Bu Kur'ân'ı" anlamındaki âyette ise "Kur'ân" kelimesi "bu"nun sıfatı yahut onun bedeli ya da atf-ı beyanı olarak nasbedilmiştir. el-Ferrâ' ise "Kur'ân’ kelimesinin esreli okunmasını da uygun görmekte ve şöyle demektedir: Bunun esreli okunması ("bu" anlamındaki kelime ile birlikte ( ın) tekriri (bedeli) olarak esreli okunur. Basrâlılara göre ise bu, dan bedel olmak üzere esrelidir. Ebû İshak da bir mübtedâ takdiri ile merfu okunacağını câiz kabul etmektedir. Yani bir kimse vahye dair soru sormuş da ona; "O, işte bu Kur'ân'dır" diye cevap verilmiş gibidir. "Halbuki sen şüphesiz bundan önce haberdar olmayanlardandın." Yani sana bu bildirdiklerimizden haberdar olmayan kimselerden idin. Bu Kıssaya Neden Kıssaların En Güzeli İsmi Verilmiştir: İlim adamları diğer kıssalar arasında neden buna "kıssaların en güzeli" adının verildiği hususunda farklı görüşlere sahiptirler. Bir görüşe göre, bu ismin veriliş sebebi Kur'ân-ı Kerîm'de bu kıssanın ihtiva ettiği ibret ve hükümleri ihtiva eden bir başka kıssa bulunmadığından dolayıdır. Bu da bu sûrenin sonunda yer alan; "Yemin olsun ki onların kıssalarında olgun akıl sahibleri için bir ibret vardır" (Yûsuf, 12/111) âyetinde açıkça ifade edilmektedir. Bir diğer görüşe göre buna "en güzel kıssa" adının veriliş sebebi, Hazret-i Yûsuf'un kardeşlerini güzel bir şekilde affedip bağışlaması, eziyetlerine sabredip katlanması, onlarla karşılaştıktan sonra da yapmış olduklarını hatırlatmayarak onları affetmesi, onları af edişındeki keremidir. O kadar ki onlara: "Bugün başınıza bir şey kakılmayacaktır" (Yûsuf', 12/92) demişti. Bir diğer görüşe göre buna sebep bu sûrede peygamberlerin, salihlerin, meleklerin, şeytanların, cinlerin, insanların, hayvanların, kuşların, hükümdarların ve yönettikleri kimselerin davranışlarının, tüccar, iîim adamları ve cahillerin, erkeklerin, kadınların, kadınların hile ve tuzaklarının söz konusu edilmesidir. Yine bu sûrede tevhid, fıkıh, siyer, rüya tabiri, siyaset, muaşeret, geçim idaresi (iktisadi hayat) ve hem dine hem de dünyaya yarayacak pek çok faydalı hususların bulunmasıdır. Bir başka açıklamaya göre sebep, bu sûrede sevenin, sevilenin ve bunların imledikleri yolların söz konusu edilmesidir. Bir başka açıklamaya göre buradaki "engüzel" ifadesi "en şaşırtıcı, en hayret verici" anlamındadır. Kimi Meanî bilginleri derler ki: Yûsuf Sûresi'nin kıssaların en güzeli olmasının sebebi, bu sûrede sözü edilen herkesin sonunda mutluluğu elde etme sidir. Mesela Yûsuf'u, babasını, kardeşlerini ve azizin karısını hatırlayınız. Hükümdarın da Hazret-i Yûsuf'a îman edip İslâm'a girdiği, İslâm'a güzel bir şekih de bağlandığı da söylenmiştir. Rüyasının tabir edilmesini isteyen ve rüyasında efendisine şarap sunduğunu gören kişi ve yine denildiğine göre şahitlikte bulunan kişi de böyledir. Kısacası hepsinin sonuçta hayra ulaştığı görülmektedir. |
﴾ 3 ﴿