RA'D SÛRESİ

Rahmân ve Rahîm Allah'ın İsmi ile

(Mekke'de mi Medine'de mi indiği hususu ihtilaflıdır. Kırküç âyettir)

el-Hasen, İkrime, Atâ ve Câbir'in görüşüne göre Mekke'de İnmiştir. el-Kelbî ve Mukâtil 'in görüşüne göre Medine'de inmiştir.

İbn Abbâs ve Katâde derler ki: Mekke'de inmiş iki âyeti dışında, Medine'de inmiştir. Bu iki âyet-i kerîme ise yüce Allah'ın:

"Eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü... birKur'ân olsaydı" (31. âyet) âyetinden itibaren İki âyetin (32. âyetin) sonuna kadar ki âyetlerdir.

1

Elif, Lâm, Mîm, Râ. Bunlar Kitabın âyetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır. Fakat insanların çoğu İnanmazlar.

Yüce Allah'ın:

"Elif, Lâm, Mîm, Râ. Bunlar Kitabın âyetleridir" âyetine dair açıklamalar daha önceden geçmiş bulunmaktadır.

"Sana Rabbinden İndirilen" yani bu Kur'ân

"haktır." Müşriklerin: Sen bunu kendiliğinden uydurmaktasın, dedikleri gibi değildir. O halde bu Kitaba sımsskı sarıl ve ondaki hükümler gereğince amel et. Mukâtil der ki: Bu âyet-i kerîme müşrikler; Muhammed Kur'ân'ı kendiliğinden uydurmaktadır, demeleri üzerine inmiştir.

"...en" " Âyetler" üzerine atf ile ref mahallinde veya mübtedâ olarak merfu'dur.

"Haktır" de onun haberidir. Bununla birlikte ism-i mevsulun şu takdirde cer mahallinde olması mümkündür: " Sana indirilenin âyetleri..." Buna göre "haktır" kelimesinin merfu olması ise mübteda takdiri iledir. Bu da; "İşte hakkın kendisi odur" şeklindedir. Yüce Allah'ın (el-Bakara, 2/146-147) âyetinin:

" Onlar bilip, durdukları halde... (bunun) hak olduğunu" şeklindeki okuyuşuna benzemektedir.

el-Ferrâ' der ki: " ...en" başına "vav” harfi gelmiş olsa dahi "Kitab"ın sıfatı olarak cer mahallinde de kabul edilebilir. Şöyle denilmesi gibidir: "Bu mektub bize Ebû Hafs el-Faruk'dan gelmiştir." (Burada el-Faruk kelimesinin başına "vav" gelmiş olmakla birlikte Ebû Hafs'ın sıfatıdır). Şairin şu beyiti de bu kabildendir:.

"O efendi himmet ve gayretler sahibi ve Savaşın kızıştığı

Yerlerde ordunun arslanı olan o hükümdara."

Bununla "efendi, himmet ve gayretler sahibi, ordunun arslanı hükümdara" demek istemektedir.

"Fakat insanların çoğu inanmazlar."

1 ﴿