68

"Sen İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl dayanacaksın?"

Hızır,

"dedi ki; Doğrusu sen benimle beraber olmaya asla dayanamazsın." Yani Ey Mûsa, benim sahip olduğum ilmin tecellilerini görmeye tahammülün olmaz. Çünkü senin bilmiş olduğun zahir bilgisi benim yaptıklarıma uygun değildir. Sen hatalı olduğunu göreceğin ve ondaki hikmet yönü sana haber verilmemiş, doğru yulu gösterilmemiş, bir şeye nasıl tahammül edersin!? Yüce Allah'ın:

"Sen İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl dayanacaksın" âyetinin anlamı İşte budur. Peygamberler hiçbir zamanmünkerekarşı sessiz duramazlar. Münkere karşı tepki göstermemeleri câiz değildir. Yani adetin üzere ve (peygamber olarak) hükmün gereği sen benim yapacaklarıma karşı sessiz duramazsın.

"İç yüzünü" kelimesi failden aktarılmış temyiz olarak nasb edilmiştir. Manası ifadenin zannında bulunan bir fiilin mutlak mef'ûlü olduğu da söylenmiştir. Çünkü yüce Allah'ın:

"kavrayamadığın" fiili; "sana haber verilmemiş..." demektir. "Sana haberi bildirilmemiş kimseye..." denilmiş gibidir. Mücahid de buna işaret etmiştir. İşlerden haberdar (Habîr) ise işlerin gizliliklerini ve işlerin haber alınan iç yüzlerini bilen kimse demektir.

68 ﴿