3

Hani o, Rabbine gizlice niyaz edip, yalvarmıştı;

3- Gizli ve Açık Dua:

"Hani o, Rabbine gizlice niyaz edip, yalvarmıştı" âyeti:

"Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Gerçek şu ki: O, haddi aşanları sevmez" (el-A'raf, 7/55) âyetini andırmaktadır ki, buna dair açıklamalar önceden (belirtilen âyet 1. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.

Âyet-i kerîmedeki "nida" (mealde; niyaz etmek) dua ve rağbet anlamındadır. Yani o bu şekilde ibadet ettiği mihrabında Rabbine seslenmişti. Buna delil de yüce Allah'ın:

"O mihrabda durmuş namaz kılarken, melekler ona seslendiler" (Âl-i İmrân, 3/39) âyetidir.

Bu âyet namazda iken yüce Allah'a niyaz ettiği gibi, duasının da o namazda iken kabul edildiğini açıklamaktadır.

Bu dua ve niyazını niçin gizli yaptığı hususunda görüş ayrılığî vardır. Bir görüşe göre bunu yaşlanmış olduğu bir dönemde çocuk sahibi olmayı dilediği için kınanmasın diye kavminden gizli yapmıştır. Çünkü bu, dünyevi bir husustur. Eğer bu husustaki isteği kabul edilirse amacını elde etmiş olacaktı. Kabul edilmeyecek olursa bunu kimse bilmeyecekti.

Bir diğer açıklamaya göre o, bu duasını yüce Allah'tan başka hiçbir kimse tarafından bilinmeyerek ihlâslı olmak üzere böyle yapmıştır.

Bir başka görüşe göre: Gizli ameller daha faziletli ve riyakârlığın karışma ihtimali daha bir uzak olduğundan dolayı o bu yalvarışını gizli yapmıştı.

"Gizlice" demek, gecenin ortasında, kavminden habersiz ve gizli olarak yaptı demektir, diye de açıklanmıştır.

Hepsi ihtimal dahilindedir. Birincisi daha kuvvetli görünmektedir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

Daha önceden el-A'raf Sûresi'nde (az önce belirtilen yerde) duanın gizli yapılmasının müstehab olduğuna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır. Bu âyet-i kerîme bu hususta açık bir nasstır. Çünkü şanı yüce Allah bundan dolayı Zekeriyyâ (aleyhisselâm)ı övmektedir.

İsmail dedi ki: Bize Müsedded anlattı, dedi ki: Bize Yahya b. Said, Üsame b. Zeyd'den anlattı. O Muhammed b. Abdu'r-Rahmân'dan -İbn Ebi Kebşe'dir- o Sa'd b. Ebi Vakkas'tan, o Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)dan dedi ki: "Zikrin hayırlısı gizli olandır, rızkın hayırlısı da yeterince olandır." Müsned, I, 172, 180, 187. Her üç yerde de "Sa'd b. Mâlikten" diye zikredilmekle bitlikle; Sa'd b. Mâlik (el-Kureşi)in Sa'd b. Ebî Vakkâsın kendisi olduğu bilinen bir husustur. (İbnü'l-Esir, Usdu'l-Gâbe, II, 214). Ayrıca Ahmed b. Hanbel bu rivâyetleri (I, 168'den itibaren başlayan) "Sa'd b. Ebî Vakkas'ın Müsnetii" kapsamında zikretmiş bulunmaktadır. Bu âyet, umumîdir.

Yûnus b. Ubeyd dedi ki: el-Hasen kunutta İmâmın sesini yükseltmeksizin dua etmesi, arkasında bulunanların da âmin demesi görüşünde idi. Sonra Yûnus:

"Hani o Rabbine gizlice niyaz edip, yalvarmıştı" âyetini okudu.

İbnu'l-Arabî der ki: Malik, kunutu gizli okur, Şâfiî ise açıktan okur. Kunut'u açıktan okumak daha faziletlidir. Çünkü, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kunut duasını açıktan yapardı.

3 ﴿