2Biz, sana Kur'ân’ı güçlük çekmen için İndirmedik. "Biz, Sana Kur'ân'ı güçlük çekmen için indirmedik" âyetindeki; "İndirmedik" lâfzı; "İndirilmedi" diye de okunmuştur. Bundan ötürü de "Kur'ân" kelimesi birinci okuyuşa göre üstün iken, ikinci okuyuşa göre ötrelidir. en-Nehhâs dedi ki: Kimi nahvciler şöyle demektedir: Buradaki "lâm" nefy "lâm"ıdır. Bazıları buna "lâm el-cuhûd (reddetme lamı)" derler. Ebû Ca'fer dedi ki: Ben Ebû'l-Hasen b. Keysân'ı şöyle derken dinledim: Bu "lâm", "hafd lâm"ı (cer lamı)dır. "Biz Kur'ân'ı sana bedbahtlık için indirmedik" anlamındadır. Bedbahtlık (anlamındaki şekâ)" kelimesi ise, hem med ile hem kasr ile okunur ve bu kelime "vav"hdır. Bedbahtlığın dilde asıl anlamı ise yorgunluk ve sıkıntı demektir. Biz Kur'ân'ı sana yorulman için indirmedik, demek olur. Şair der ki: "Akıl sahibi akl sebebiyle nimetler arasında bedbahttır, Cahilliğin kardeşi ise bedbahtlık içerisinde nimettedir (zanneder.)" Buna göre "güçlük çekmen"; onlara ve küfürlerine aşırı derecede üzülmekle îman etmiyorlar diye hasret çekmek suretiyle yorulasın diye indirmedik demek olur. Bu durumda yüce Allah'ın şu âyetini andırır: "Su söze îman etmezler diye arkalarından üzülerek kendini helâk edeceksin nerdeyse." (el-Kehf, 18/6) Yani, sana düşen sadece lebliğ edip hatırlatmaktan İbarettir. Risaletinin gereğini yerine getirmek ve güzel surette öğüt vermek hususlarında kusurun olmadıktan sonra, ne olursa olsun onlar mutlaka îman edecekler dîye bir görevle görevlendirilmiş değilsin. Rivâyet edildiğine göre Ebû Cehil -Allah'ın laneti üzerine okun- ile en-Nadr b. el-Hâris, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)a: Sen bedbaht birisisin, çünkü atalarının dinini terkettin demişlerdi. Bununla onlara şöylece cevap verilmek istendi: İslam dini ve bu Kur'ân-ı Kerîm her türlü güzel arzu ve isteğe kavuşmanın basamağıdır. Her türlü mutluluğu idrâk etmeye sebebtir. Asıl kafirlerin İçinde bulundukları durum bizzat bedbahtlığın tâ kendisidir. Sıraladığımız görüşlere binaen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin ayaklarışişinceyekadar namaz kılmıştır. Cebrâîl ona: Kendini o kadar fazla yorma, çünkü nefsinin de senin üzerinde bir hakkı vardır. Yani bu Kur’ân-ı Kerîm nefsini ibadette tüketesin, onu son derece zorluklarla karşı karşıya bırakasın diye indirilmediği gibi, sen ancak müsamahakâr Hanîflik ile gönderilmiş bulunuyorsun. |
﴾ 2 ﴿