39

O kâfirler, azap geleceğinde ateşi yüzlerinden, sırtlarından geri çeviremeyecekleri, kendilerine yardım da olunmayacağı zamanı bir bilselerdi.

"O kâfirler... bir bilselerdi." Buradaki "bilmek" böyle bir bilgi sahibi olmak (marifet) anlamındadır. O bakımdan ikinci bir mef'ûl alması gerekmemektedir. Yüce Allah'ın şu âyetinde olduğu gibi;

"Siz onları bilmezsiniz, Allah onları bilir." (el-Enfâl, 8/60)

"...se" edatının cevabı hazfedilmiştir. Yani; eğer onlar "azap geleceğinde ateşi yüzlerinden, sırtlarından geri çeviremeyecekleri, kendilerine yardım da olunmayacağı zamanı bir bilselerdi" hiç de tehdit olunduktan o azâbı acele istemezlerdi.

ez-Zeccâc dedi ki: Yani (şartın cevabı:).,, va'din de doğru olduğunu bilirlerdi, demektir.

Anlamın şu olduğu da söylenmiştir: Onlar bunu bilmiş olsalardı, küfür üzere kalmazlar ve mutlaka îman ederlerdi.

39 ﴿