39O kâfirler, azap geleceğinde ateşi yüzlerinden, sırtlarından geri çeviremeyecekleri, kendilerine yardım da olunmayacağı zamanı bir bilselerdi. "O kâfirler... bir bilselerdi." Buradaki "bilmek" böyle bir bilgi sahibi olmak (marifet) anlamındadır. O bakımdan ikinci bir mef'ûl alması gerekmemektedir. Yüce Allah'ın şu âyetinde olduğu gibi; "Siz onları bilmezsiniz, Allah onları bilir." (el-Enfâl, 8/60) "...se" edatının cevabı hazfedilmiştir. Yani; eğer onlar "azap geleceğinde ateşi yüzlerinden, sırtlarından geri çeviremeyecekleri, kendilerine yardım da olunmayacağı zamanı bir bilselerdi" hiç de tehdit olunduktan o azâbı acele istemezlerdi. ez-Zeccâc dedi ki: Yani (şartın cevabı:).,, va'din de doğru olduğunu bilirlerdi, demektir. Anlamın şu olduğu da söylenmiştir: Onlar bunu bilmiş olsalardı, küfür üzere kalmazlar ve mutlaka îman ederlerdi. |
﴾ 39 ﴿