33

Onlar sana bir örnek gösterdikleri her seferinde muhakkak ki sana hakkı ve daha güzel bir açıklama getirmişizdir.

"Onlar sana bir Örnek getirdikleri her seferinde muhakkak ki sana hakkı ve daha güzel bir açıklama getirmişizdir." Yani eğer Biz, Kurân-ı Kerîm'i senin üzerine bir defada ve toptan indirmiş olsaydık, sonra da sana bazı hususlara dair soru sormuş olsalardı, senin onlara verecek cevabın olmazdı. Ancak Biz bazı bölümlerini sana zamanı gelince indiriyoruz, onlar sana soru sordular mı sen de onlara cevap verebiliyorsun.

âs dedi ki: Bu nübüvvet alâmetlerindendi. Çünkü onlar neye dair soru sordularsa, mutlaka o sorularına cevap verilmişti. Bu ise ancak bir peygamberin yapabileceği bir şeydir. O bakımdan bu yolla onun da, ashabının da kalbine sebat verilmiş oluyordu. İşte yüce Allah'ın:

"Onlar sana bir örnek getirdikleri her seferinde muhakkak ki sana hakkı ve daha güzel bir açıklama getirmişizdir" âyeti buna delil teşkil etmektedir. İçindeki farz hükümler ile birlikte bir defada indirilmiş olsaydı, bu onlara ağır gelirdi. Ayrıca yüce Allah, salâhın onun kısım kısım indirilmesine bağlı olduğunu bilendir. Zira bu şekilde onlar arka arkaya defalarca Kur'ân ile uyarılmış oluyorlardı. Eğer bir defada indirilmiş olsaydı, muhtevasında nâsih ve mensûh bulunduğu halde onların uyarılma ve dikkatlerinin çekilmeleri imkânı ortadan kalkardı. Onlar muayyen bir zamana kadar herhangi bir hususu İbadet diye icra ederlerdi. Şanı yüce Allah o şartlar içerisinde salâhın onda olduğunu elbettekî bilirdi. Daha sonra da o muayyen zaman için indirilmiş olan nesih edici hüküm nazil oluyordu. Halbuki aynı anda hem bunu yapınız, hem yapmayınız şeklinde bir defada hükmün indirilmesi muhal bir şeydir.

en-Nehhâs dedi ki: Daha uygun olan ifadenin "Topluca, birden..." ifadesinde tamam olmasıdır. Çünkü "Böyle" üzerinde vakıf yapılacak olursa, bu sefer anlam Tevrat, İncil ve Zebur gibi... şeklinde olur ki; daha önceden bunlardan söz edilmiş değildir.

ed-Dahhâk dedi ki: "Ve daha güzel bir açıklama" daha güzel etraflı bilgi demektir. Yani onların örneklerinden daha güzel bir açıklama demektir. Dinleyenin bu husustaki bilgisi dolayısı ile burada "onların örnekleri" anlamındaki ifade hazfedilmiştir.

Şöyle de açıklanmıştır: Müşrikler kitap ehlinden yardım istiyorlardı. Kitap ehli ise çoğunlukla ilahi kitapları tahrif ve tebdil etmişlerdi. O bakımdan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın getirdikleri, onların nezdinde bulunanlardan daha güzel açıklamaları ihtiva ediyordu. Çünkü kitab ehli hakkı batıla karıştırıyorlardı. Katıksız hak ise elbetteki batıla karışmış olan haktan daha güzeldir. Bundan dolayı yüce Allah;

"Hakkı batıla karıştırmayın..." (el-Bakara, 2/42) diye buyurmuştur.

"Onlar sana bir örnek getirdikleri her seferinde..." âyeti ile ilgili ola rak şöyle bir açıklama da yapılmıştır: Onlar Îsa (aleyhisselâm)'ın babasız olarak yaratılması hususunda söyledikleri gibi ne örnek vermişlerse, mutlaka Biz sana hakkı göndermişizdir. Yani onların delillerini çürüten hususlar getirmişizdir. Çünkü Âdem hem babasız, hem annesiz olarak yaratılmıştır. Anlatılmak istenen şudur: Hristiyanların iddialarına göre Îsa'nın babasız olarak yaratılması onun ilâh oluşunun delilidir. Kur'ân-ı Kerîr ise Âdem aleyhi's-selamın hem babasız, hem annesiz olarak yaratılmış olduğunu onlara hatırlatarak böyle bir hususiyetin ilâh olmayı gerektirmediğini hanrlatmıştır.

33 ﴿