37

Nûh kavmi, peygamberleri yalanlayınca, Biz de onları suda boğduk ve onları İnsanlara bir İbret kıldık. Zâlimler için de çok acıklı bir azap hazırlamışadır.

"Nûh kavmi" âyetindeki "Kavra" kelimesinin nasb ile okunmasının sebebi ile ilgili olarak dört görüş vardır. Birinci görüşe göre .

"biz onları helâk ettik" âyetindeki "onlar" anlamındaki "he" ve "mim" zamirine atfedilmiştir. İkincisine göre "hatırla" anlamındaki bir fiilin takdiri ile böyle okunmuştur. Üçüncü açıklamaya göre bundan sonraki ifadelerin açıkladığı bir fiilin takdiri ile böyle okunmuştur. İfadenin takdiri de; Biz Nûh kavmini suda boğduk onları suda boğduk" şeklindedir. Dördüncü açıklamaya göre bu; "onları suda boğduk" fiili dolayısıyla nasb edilmiştir. Bu açıklamayı da el-Ferrâ' yapmıştır. Ancak el-Ferrâ''nın bu açıklaması, fiilin iki mef'ûle geçişini kabul ettiği anlamına gelmez; daha sonra gelen "onları suda boğduk' anlamındaki fiilin delâlet ettiği aynı anlamdaki fiil dolayısıyla nasb edilmiştir, demektir. (Bk. el-Ferrâ', Me'âni'l-Kur'ân, II, 268) Hatta bunu açıkça ifade eden ilim adamları dahi vardır. (Bk. Huseyn el-Hemedânî, el-Ferid...,III, 631)

Ancak en-Nehhâs bu açıklamayı kabul etmeyerek şöyle der: Çünkü "onları suda boğduk" fiili iki mef'ûl alan fiillerden değildir. O bakımdan hem "onlar" anlamındaki zamirde hem de "Nûh kavmi" ifadesinde amel edemez.

"Peygamberleri yalanlayınca" âyetinde "peygamberler" diye cins isim zikredilmiştir. Maksat ise sadece Nûh (aleyhisselâm)'dır. Çünkü o dönemde onlara Nûh (aleyhisselâm)'tan başka gönderilmiş bir rasûl yoktur. Nûh (aleyhisselâm); la ilahe İllallah demek ve Allah'ın indirdiklerine Îman etmek talebiyle gönderilmiştir. Onlar, onu yalanlayınca böylelikle ondan sonra aynı mesaj ile gönderilmiş herkesi yalanlamış oldular.

Şöyle de denilmiştir: Tek bir rasûlü yalanlayan bütün rasûlleri yalanlamış demektir. Çünkü îman bakımından onlar arasında ayırım gözetilmez. Ayrıca ne kadar peygamber gönderilmişse, mutlaka o Allah'ın diğer peygamberlerini de tasdik etmiştir. Aralarından tek bir peygamberi yalanlayan, o peygamberi tasdik eden bütün peygamberleri de yalanlamış demek olur.

"Biz de onları suda boğduk" yani daha önceden Hud Sûresi'nde (11/36-37. âyetlerin tefsirinde) açıklandığı üzere tufan ile helâk ettik.

"Ve onları insanlara bir İbret" kudretimize dair apaçık bir alamet

"kıldık. Zâlimler" yani Nûh kavminden şirk koşanlar

"İçin de" âhirette

"çok acıklı bir azâb hazırlamışızdır." Şöyle de denilmiştir: Yani herbir zalim hakkındaki tutumum budur.

37 ﴿