3

Îman eden bir topluluk için Biz sana Mûsa ve Fir'avun'un haberinden bazısını hak ile okuyacağız.

"Îman eden bir topluluk için Biz sana Mûsa ve Fir'avun'un haberinden bazısını hak ile okuyacağız." Mûsa (aleyhisselâm) ile Fir'avun ve Karun kıssaları (bu sûrede) zikredilmektedir. Böylelikle Kureyş müşriklerine karşı delil ortaya konulmakla ve Karun'un Mûsa'ya yakınlığının, kâfir olması dolayısıyla kendisine bir fayda sağlamadığını açıklamaktadır. İşte Kureyş'in Muhammed'e yakınlığı da böyledir. Ayrıca Fir'avun'un yeryüzünde üstünlük ve zorbalık tasladığını da açıklamaktadır. Onun bu hali ise küfründen kaynaklanıyordu. Dolayısıyla yeryüzünde büyüklük taslamaktan uzak durulmalıdır, Mal çokluğuna güvenerek güç ve kuvvete aldanmamalıdır. Çünkü bu iki tavır Fir'avun ve Karun un sergilediği tavırlardandı.

"Sana Mûsa ve Fir'avun'un haberinden bazısını" onların bir kısmını

"hak ile okuyacağız." Bizim emrimize binaen Cebrâîl sana okuyacaktır.

"(Mealde:) Bazısı" burada teb'îz (kısmilik bildirme) İçindir.

"Haberinden" âyeti "okuyacağız" âyetinin mef'ûlüdür. Yani Biz, sana onlara dair haberlerin bir kısmını okuyacağız. (Bu yönüyle âyet), yüce Allah'ın:

"Yağ veren..." (el-Mu'minûn, 23/20) âyetine benzemektedir Burada merhum mtlfessir bu fiilin harf-i cer gelmeden mef'ûl almış gibi (lâzımı) bir mana taşıdığına işaret etmektedir.

"Hak İle" nin ise; kendisinde herhangi bir şüphe ve yalanın asla söz konusu olmayacağı doğruluk ile demektir.

"Îman eden bir topluluk İçin" Kur'ân'ı tasdik eden ve onun yüce Allah tarafından indirildiğini bilen bir topluluk için... demektir. Îman etmeyenler ise bunların hak olduğuna inanmazlar.

3 ﴿