59

Onlar ki sabrederler ve Rabblerine tevekkül ederler.

"Îman edip salih amel işleyenleri elbette Biz onları cennette altlarından ırmaklar akan köşklere yerleştiririz" âyetindeki

"Elbette Biz onları... yerleştiririz" lâfzını İbn Mes'ûd, el-A'meş, Yahya b. Vessâb, Hamza ve el-Kisaî "be" yerine "peltek se" harfi ile; "Mutlaka onları ikamet ettiririz," diye okumuşlardır ki bu da ikamet anlamına gelen kökünden gelir. Yani Biz, onlara içlerinde ikamet edecekleri köşkler vereceğizdir. Ruvevs, Ya'kub, el-Cahderî ve es-Sülemî'den "naklen" nun yerine "ya" ile; "Elbette onları barındıracaktır" diye okumuştur. Diğerleri ise "Elbette Biz onları yerleştiririz" diye okumuşlardır.

"Köşkler" kelimesi ın çoğulu olup bu da yüksek ve aşağı tarafları rahat gören hakim mesken demektir.

Müslim'in, Sahih'indeki rivâyete göre Sehl b. Sa'd, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan şöyle dediğini rivâyet etmektedir: "Şüphesiz cennetlikler üstlerinde bulunan köşklerdeki kimseleri sizin doğu veya batı tarafında ufukta bulunan ve inci gibi parıldayan yıldızı gördüğünüz gibi göreceklerdir. Buna sebep ise aralarındaki fazilet farkıdır." Ey Allah'ın Rasûlü, o dedikleriniz peygamberlerin konumlandır, zaten onlardan başkaları kimse oraya ulaşamaz, dediler. Peygamber şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olan hakkı için hayır, bunlar Allah'a îman eden ve rasûlleri tasdik eden bir takim kimselerdir." Müslim, IV, 2177; Buhârî, V, 2399; Tirmizî, IV, 690; Müsned, II, 339.

Tirmizî'de yer alan rivâyete göre de Ali (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Cennette öyle yüksek köşkler vardır ki, içlerinden dışarıları, dışarılarından da içleri görülür." Bir bedevi ayağa kalkıp: Bunlar kimlere verilecektir, ey Allah'ın Rasûlü? diye sorunca şöyle buyurdu: "Bunlar sözü güzel söyleyen, yemek yediren, devamlı oruç tutan, insanlar uykudayken Allah için namaz kılanlara verilecektir." Tirmizî, IV, 673.

Biz bu hususa dair daha geniş açıklamaları "et-Tezkire" adlı eserimizde kaydetmiş bulunuyoruz. Yüce Allah'a hamdolsun.

59 ﴿