18Göklerde ve yerde hamd, yalnız O'nundur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine vardığınızda da (tesbih edin). 2- Hamd Allah'ındır: "Göklerde ve yerde hamd, yalnız O'nundur" âyeti yüce Allah'ın nimet ve ihsanlarına karşı sürekli olarak hamd etme gereğini dile getiren bir ara cümlesidir. Burada "hamd yalnız O'nundur" âyetinden kastın, namaz yalnız O'nundur, olduğu söylenmiştir. Çünkü namazda hamd (Fâtiha)'i okumak, namazın bir özelliğidir. Ancak birinci görüş daha kuvvetlidir. Yüce Allah'ın ta'zim edilmesi, O'na ibadetin teşvik edilmesi ve nimetinin devamı dolayısıyla O'na hamdetmek anlamındadır. Bu ise namazdan farklı bir hamd şeklidir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Yüce Allah'ın öncelikle akşam namazını zikrederek başlaması, gecenin gündüzden önce gelmesinden ötürüdür, el-İsra Sûresi'nde (17/78. âyet-i kerîmede) ise önce öğle namazını söz konusu etmiştir, Çünkü öğle namazı ise Cebrâîl (aleyhisselâm)'ın, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a kıldırdığı ilk namazdır. el-Maverdî der ki: Gece namazına özellikle "teşbih" adının, gündüz namazına ise "hamd" adının veriliş sebebi şudur: Çünkü insan gündüzün şanı yüce Allah'a hamd etmeyi gerektirecek çeşitli hallerde bulunur. Geceleyin ise yüce Allah'ın kötülüklerden tenzih edilmesini gerektiren bir yalnızlık hali sözkonusudur. Bundan dolayı gündüzün hamd daha özellikli bir haldir. Bundan dolayı gündüz namazına bu isim verilmiştir. Gece namazında ise teşbih daha özelliklidir. Bundan dolayı da gece namazına bu isim verilmiştir. 3- Akşam ve Gündüzün Sonu; Yüce Allah'ın: "Akşamladığınız zaman ve sabahladığınızda" anlamındaki âyeti İkrime; şeklinde okumuştur. "Akşamı ettiğiniz vakitte ve sabahı ettiğiniz vakitte" anlamında olup burada; "Vakitte, içinde, kendisinde" lâfzı kolaylık olsun diye hazfedilmiştir. Bu kıraat ile ilgili açıklamalar, yüce Allah'ın: "Ve öyle bir günden korkun ki, kimse kimseye-hiçbir fayda veremez" (el-Bakara, 2/48) âyeti ile ilgili açıklamalar gibidir. "Gündüzün sonunda" âyeti ile ilgili olarak el-Cevherî şunları söylemektedir: "Akşam namazından, yatsı namazına kadar olan vakit" demektir. Mesela; "Ona dün akşam gittim" denilir. Bunun küçültme ismi, büyültme ismine göre kıyasa uygun olmayarak; şeklindedir. Sanki bu şekliyle onlar; küçültmüş gibidirler, çoğulu da; şeklinde gelir. Küçültme isminin; şeklinde olduğu da söylenmiştir. Bunun çoğulu; ...diye gelir. in küçültme ismi ise; şeklinde gelir, çoğulu da; diye yapılır. "Ayn" harfi esreli ve med ile; "Yatss, gece" de gibidir, ise akşam ve yatsı anlamındadır. Bazılarının iddiasına göre; u ».ip: Güneşin zevalinden itibaren tan yerinin ağırmasına kadar geçen vakittir. Onlar bu hususta şu beyiti de naklederler: "Gece seher vaktinde, sabah erkenden yola çıktık, Bir de günün ortasından sonra akşama doğru." el-Maverdî dedi ki: Mesâ (akşam) ile ışâ arasındaki farka gelince, mesâ, güneşin batımından sonra karanlığın görülmesidir. Işâ ise güneşin batıya doğru meyletmesi sırasında gündüzün sonudur. Bu da gören kimsenin aydınlığının eksikliğini ifade eden; Gözün görme zorluğu çekmesi, tabirinden alınmış olup, bu yönüyle (akşam vakti) güneşin aydınlığının eksilmesine benzetilmektedir. |
﴾ 18 ﴿