21

Sizin için nefislerinizden kendileri ile sükûn bulacağınız ve aranızda muhabbet ve merhamet kıldığı eşler yaratmış olması da Onun âyetlerindendir. Muhakkak bunlarda düşünen bir topluluk için âyetler vardır.

"Sizin İçin nefislerinizden... eşler" yani kendileri ile sükûn bulacağınız kadınlar

"yaratmış olması da O'nun âyetlerindendir." Bu âyetteki

"nefislerinizden" ifadesi, erkeklerin nutfelerinden ve sizin türünüzden anlamındadır. Maksadın Havva olduğu da söylenmiştir ki, Cenab-ı Allah onu Âdem'in eğe kemiğinden yaratmıştır. Bu açıklamayı da Katade yapmıştır.

"Aranızda muhabbet ve merhamet kıldığı" âyeti hakkında İbn Abbâs ve Mücahid şöyle demektedir: Muhabbetten kasıt cima', rahmetten kasıt evlattır. el-Hasen de böyle açıklamıştır. Sevgi ve merhametin, kalblerinin birbirlerine karşı şefkatli olması demek olduğu da söylenmiştir. es-S Ciddî dedi ki; Muhabbetten kasıt sevgi, rahmetten kasıt şefkattir. Bu anlamda bir açıklama İbn Abbâs'tan da rivâyet edilmiştir. Buna göre o şöyle demektedir: Muhabbetten kasıt kocanın hanımını sevmesidir, merhametten kasıt ise ona bir kötülük isabet eder korkusunu duyması ve ona karşı şefkatli olmasıdır.

Denildiğine göre erkeğin aslı yerdendir. O bakımdan onda yerin kuvveti vardır. Onda hilkatinin kendisinden başladığı ferci vardır. Bundan dolayı sükûn duymaya ihtiyacı vardır. İşte kadın da erkeğe sükûn vermek için yaratılmıştır. Yüce Allah da: "Sizi topraktan yaratmış olması da... O'nun âyetlerindendir." diye buyurduğu gibi: "Sizin için nefislerinizden kendileri ile sükun bulacağınız... eşler yaratmış olması da O'nun âyetlerindendir..." diye buyurmaktadır. Buna göre erkeğin, kadın ile ilk beraberliği ve onunla sükûn bulması kendisindeki galeyanın kuvvetinin dinmesidir. Çünkü ferc harekete geçtiği takdirde, sulbteki su ona doğru gelir. İşte o, kadın ile sükûn bulur ve onun vasıtası ile heyecanından kurtulur. Onlar ile bu yönde lezzetin yaratılması, erkekler için takdir edilmiştir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi terk edersiniz demek?" (eş-Şuara, 26/166) Bu buyruklarıyla yüce Allah, erkeklere kadınlardaki o mahallin, erkekler için yaratılmış olduğunu haber vermektedir. Bundan dolayı kadının erkeğin kendisini çağıracağı her vakitte, bu isteğini ona cömertçe icabet etmesi görevidir. Eğer bu hususta ona engel olacaksa, kadın zalimlik etmiş olur ve pek büyük bir vebal altında kalır. Bu hususa dair varid olmuş âyetlerden Müslim'in Sahih'inde yer alan Ebû Hüreyre'nin şu rivâyeti yeterlidir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki; "Nefsim elinde olana yemin ederim ki, eğer bir erkek hanımını yatağına çağırdığı halde, o da onun bu isteğini kabul etmeyecek olursa, mutlaka semada bulunan (Allah) kendisinden razı oluncaya kadar ona gazab etmiş olur, Müslim, II, 1060 Bir başka lafızda da şöyle denilmektedir. "Kadın kocasının yatağını darılıp terketmiş olarak geçirecek olursa, sabahı edinceye kadar melekler ona lanet eder." Müslim, II, 1059; Dârimî, II, 209; Müsned, II, 201, 292

21 ﴿