YÂSÎN SÛRESİRahmân ve Rahîm Allah'ın İsmi ile Mekke'de indiği icma ile kabul edilmiştir. 83 âyettir. Şu kadar var ki bir kesim: Yüce Allah'ın: "Onların önden gönderdiklerini de, izlerini de yazarız" (Yâsîn, 36/12) âyetinin -ileride de geleceği gibi- ensardan olan Selimeoğulları hakkında, bulundukları yerleri bırakıp Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın mescidinin yakınına gelmeyi istemeleri üzerine indiğini söylemişlerdir. Ebû Dâvûd'un Kitabında (Sünen'inde) Ma'kil b. Yesar'dan şöyle dediği zikredilmektedir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Ölülerinize Yâsîn Sûresi'ni okuyunuz." Ebû Dâvûd, III, 191; Müsned, V, 26. el-Acurrî'nin zikrettiğine göre Um ed-Derda, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan şöyle buyurduğunu zikretmektedir: "Üzerine Yâsîn Sûresi okunan herbir ölünün Allah mutlaka işini kolaylaştırır." Deylemî, Firdevs, IV, 32 (ancak Ebû'd-Dercla'dan) Dârimî'nin Müsned'inde Ebû Hüreyre'den şöyle dediği zikredilmektedir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Her kim Allah'ın rızasını isteyerek bir gece Yâsîn Sûresi'ni okur ise o gecede ona mağfiret olunur." Bunu Ebû Nuaym de rivâyet etmiştir. Dârimî, II, 549- Ayrıca bk. Dârimi, II, 548; İbn Hibban. Sahih, VI, 312. Tirmizî'nin rivâyetine göre de Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsîn'dir. Her kim Yâsîn'i okuyacak olursa, onu okuması karşılığında Kur'ân-ı Kerîm'i on defa okumuş gibi Allah ona (ecir) yazar." (Tirmizî) dedi ki: Bu garib bir hadistir. Senedinde Harun Ebû Muhammed diye birisi vardır ki, meçhul bir ravidir. Bu hususta Ebû Bekir es-Sıddîk'tan da gelmiş rivâyet vardır. Ancak Ebû Bekir yoluyla gelen bu hadis isnadı bakımından sahih değildir, isnadı zayıftır. Tirmizi, V, 162. Âişe (radıyallahü anha)'dan rivâyete göre de Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Kur'ân-ı Kerîm'de okuyanlarına şefaat eden, onu dinleyenlere mağfiret olunan bir sûre vardır. Biliniz ki bu sûre Yâsîn Sûresi'dir. Bunun Tevraftaki ismi "el-Muimme"dır." Ey Allah'ın Rasûlu! el-Muimme ne demektir? diye sorulunca şöyle buyurdu: "O sûreyi okuyanı dünya hayrı ile kuşatır, âhiretin dehşetli hallerini ondan uzaklaştırır. Bu sûre aynı zamanda ed-Dafia ve el-Kadıye diye de adlandırılır." Ey Allah'ın Rasûlü! Bu nasıl olur? diye sorulunca şöyle buyurdu: "Bu sûreyi okuyandan her türlü kötülüğü defeder, onun bütün ihtiyaçlarını karşılar. Bu sûreyi okuyan kimsenin bu okuyuşu yirmi hacca bedeldir. Bu sûreyi dinleyen kimsenin bu dinlemesi Allah yolunda sadaka olarak dağıttığı bin dinar gibidir. Bu sûreyi yazıpta (onun suyunu) içen bir kimsenin içine bin tane ilaç, bin nûr, bin yakîn, bin rahmet, bin şefkat, bin hidayeti de içine sokar. Ayrıca içinden her türlü hastalık ve her türlü kini alıp götürür." Bunu es-Sa'lebî, Âişe (radıyallahü anha)'dan gelen bir rivâyet olarak zikretmiş, Tirmizî el-Hakim de Nevadiru'l-Usul'de Ebû Bekir es-Sıddîk (radıyallahü anh)'dan müsned (sened-i muttasıl) bir hadis olarak rivâyet etmiştir. Tirmizî el-Hakim, Nevadiru'l-Usul, III, 285; Beyhaki. Şuabu',-Îman, II, 481. Dârimî'nin Müsned'inde Şehr b. Havşeb'den şöyle dediği kaydedilmektedir: İbn Abbâs dedi ki: Kim sabahı ettiğinde Yâsîn Sûresi'ni okuyacak olursa, akşamı edinceye kadar o günü için ona kolaylıklar ihsan edilir. Kim bu sûreyi gecenin ilk saatlerinde akşamı ettiğinde okuyacak olursa, sabahı edinceye kadar o gece ona kolaylıklar verilir Dârimi, II, 549. en-Nehhâs da Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan şöyle dediğini zikretmektedir: Herşeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsîn'dir. Kim bunu gündüzün okuyacak olursa, artık o keder ve üzüntülerden kurtulur. Kim geceleyin onu okursa günahları bağışlanır. Şehr b. Havşeb dedi ki: Cennet ehli (cennette) sadece Ta-Ha ve Yâsîn sûrelerini okurlar. Bu üç rivâyetin üçünü de el-Maverdî merfu olarak (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ulaşan bir sened ile) rivâyet edip şöyle demiştir: ed-Dahhak, İbn Abbâs'tan rivâyetle dedi ki: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz her şeyin bir kalbi vardır ve Kur'ân-ı Kerîm'in kalbi de Yâsîn'dir. Her kim bu sûreyi geceleyin okuyacak olursa, o gece ona kolaylıklar verilir. Her kim bunu bir gündüz okuyacak olursa, o gün ona kolaylık verilir. Şüphesiz ki cennetliklerden Kur'ân kaldırılır (Kur'ân'ı unuturlar). Ta-Ha ve Yâsîn dışında hiçbir şey okumazlar. " Maverdi, Nüket, V, 35. Yahya b. Ebi Kesir der ki: Bana ulaştığına göre Yâsîn Sûresi'ni geceleyin okuyan bir kimse sabahı edinceye kadar sevinç içerisinde kalır. Sabahleyin onu kim okursa, akşama kadar sevinç içinde kalır. Bunu gerçekten deneyen kimseler bana anlatmışlardır. Bu rivâyeti de es-Sa'lebî ve İbn Atiyye zikretmiştir. İbn Atiyye de: Tecrübe de bunun doğruluğunu ortaya koymuştur, demiştir. Tirmizî el-Hakim, Nevadiru'l-Usul'de Abdu'l-A'la'dan şöyle dediğini nakletmektir: Bize Muhammed b. es-Salt anlattı, o Ömer b. Sabit'ten, o Muhammed b. Mervan'dan, o Ebû Cafer'den dedi ki: Her kim kalbinde bir katılık hissederse Yâsîn Sûresi'ni bir cam kaseye zaferan ile yazsın, sonra da onu içsin. Rahmetlik babam bana anlattı, dedi ki: Bize Asram b. Havşeb, Bakıyye b. el-Velid'den anlattı, Bakıyye, el-Mutemir b. Eşref den, o Muhammed b. Ali'den dedi ki: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kur'ân yüce Allah dışında herşeyden faziletlidir. Kur'ân'ın diğer sözlere üstünlüğü Allah'ın yarattıklarına üstünlüğü gibidir. Kur'ân'a gereken saygıyı gösteren bir kimse yüce Allah'a saygı göstermiş olur. Kur'ân'a gereken saygıyı göstermeyen bir kimse Allah'a da saygı göstermez. Allah'ın nezdinde Kur'ân-ı Kerîm'in saygınlığı tıpkı babanın çocuğuna karşı saygınlığı gibidir. Kur'ân şefaatçidir ve şefaati kabul olunan bir kitabtır. Kur'ân tasdik edilen bir tartışmacıdır. Kur'ân kime şefaat ederse, onun şefaati kabul edilir. Kur'ân ile tartışan bir kimsenin o tartışması tasdik edilir. Kur'ân'ı önüne koyan bir kimseyi Kur'ân cennete götürür. Kur'ân'ı arkasına atan kimseyi ise cehennem ateşine sürükler. Kur'ân hamelesi (ezberleyerek ve amel ederek taşıyıcıları) Allah'ın rahmeti ile kuşatılmış, Allah'ın nuru giydirilmiş, Allah'ın kelamı kendilerine öğretilmiş kimselerdir. Bunları dost belleyen kimse Allah'ı dost bilmiş, bunlara düşmanlık eden kimse de Allah'a düşmanlık etmiş olur. Yüce Allah şöyle buyurur: "Ey Kur'ân taşıyıcıları, O'nun kitabına gereken saygıyı göstermek suretiyle Rabbinizin çağrısını kabul ediniz. Böylelikle o sevginizi arttırır, kullarına sizi daha çok sevdirir. Kur'ân'ı dinleyen kimse üzerinden dünya belasını defeder. Kur'ân'ı okuyan kimseden de âhiret belasını defeder. Allah'ın Kitabından bir âyet-i kerîme dinleyen bir kimseye Arşın altından itibaren yere kadar olan herşeyden daha faziletli şeyler verilir. Şüphesiz Allah'ın Kitabında kıyâmet gününde el-Azize, sahibi de şerif diye anılan bir sûre vardır. Bu sûre kendisini bellemiş olan kimse için Rabia ve Mudar'dan daha fazla kimseye şefaat eder. İşte bu Yâsîn Sûresi'dir." Tirmizî el-Hakim, Nevadir'l-Usul, III, 260. es-Sa'lebî'nin Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim perşembe gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) Yâsîn Sûresi'ni okuyacak olursa, günahı bağışlanmış olarak sabahı eder." Dariml, II, 549. 550, ed-Duhan (44. sûre) için. Enes'ten rivâyet edildiğine göre de Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim kabristana girer ve Yâsîn Sûresi'ni okursa, o gün Allah onların azabını hafifletir ve o kimse için de harfleri sayısınca hasenat yazılır." 1Yâsîn. Âyetin tefsiri için bak:2 |
﴾ 1 ﴿