3Uyanık olun! Halis olan din yalnız Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler: "Biz bunlara ancak bizleri Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" (derler). Muhakkak Allah ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir. Şüphe yok ki Allah yalan söyleyen, kâfir olan hiçbir kimseye hidayet vermez. "Uyanık olun, halis olan" hiçbir şaibenin karışmadığı "din yalnız Allah'ındır." Hadîs-i şerîfte el-Hasen'in, Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiğine göre bir adam şöyle demiş: Ey Allah'ın Rasûlü! Ben bir şeyler tasadduk ediyorum ve bir şeyler yapıyorum. Bununla hem Allah'ın rızasını arıyorum, hem de insanların beni övmesini arzu ediyorum. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) da ona şu cevabı vermiş: "Muhammed'in nefsi elinde olana yemin ederim ki, Allah kendisine ortak koşulmuş hiçbir şeyi kabul etmez. " Bu kadarıyla: Muhammed b. İsmail es-San'ani, Subulu's-Selam, IV, 186. Daha sonra Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yüce Allah'ın: "Uyanık olun! Halis olan din yanlız Allah'ındır" âyetini okudu. Bu anlamdaki yeterli açıklamalar daha önceden el-Bakara Sûresi'nde (2/262. âyet, 2. başlıkta); en-Nisa Sûresi'nde (4/146. âyetin tefsirinde) ve Kehf Sûresi'nde (18/110. âyetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır. İbnu'l-Arabî dedi ki: Bu âyet-i kerimede bütün amellerde niyetin vacib oluşuna delil vardır. Bunun en büyüğü ise imanın yarısı olan abdesttir. Bu hususta Ebû Hanife ve el-Velid b. Müslim'in, Malik'ten rivâyetine muhalefet sözkonusudur. Çünkü bunların ikisi: Niyet olmaksızın abdest yeterlidir, derler. Halbuki abdestin imanın yarısı olması ve tırnaklar ile tüyler arasından günahları çıkartma özelliği niyetsiz olamaz. "Ondan başka veliler edinenler" âyetinde velilerden kasıt putlardır. Haber hazfedilmiştir, yani onlar derler ki: "Biz bunlara ancak bizleri Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Katade dedi ki: Müşriklere Rabbiniz ve yaratıcınız kimdir? Gökleri ve yeri kim yaratmıştır? Semadan su (yağmur) indiren kimdir? diye sorulduğunda, Allah diyorlardı. Bu sefer onlara: Peki putlara ibadetinizin anlamı nedir? denilince, şöyle cevab veriyorlardı: Bizi Allah'a yakınlaştıranlar, O'nunnezdindebize şefaat etsinler diye. el-Kelbî dedi ki: Bu sözün cevabı el-Ahkaf Sûresi'ndedir: "Kendilerini yakınlaştırmak üzere Allah'tan başka ilâh diye edindikleri onlara yardım etmeli değil miydi?" (el-Ahkaf, 46/28) "Yakınlık" demektir. Yani bizi yüce Allah'a iyice yakınlaştıranlar diye onlara ibadet ediyoruz. Buna göre bu lâfız, mastar (mef'ûl-i mutlak) yerinde kullanılmış olmaktadır. İbn Mes’ûd, İbn Abbâs ve Mücahid'in kıraatinde: "Ondan başka veliler edinenler, biz bunlara ancak bizleri Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz derler." şeklinde, Ubeyy'in kıraatinde ise: "Ondan başka veli edinenler, biz sizlere ancak bizleri Allah'a yakınlaştırasınız diye ibadet ediyoruz (derler)" şeklindedir. Bunu en-Nehhâs zikretmiş ve Buradaki hikaye (söyledikleri nakledilen sözler) açıkça anlaşılmaktadır, demiştir. "Muhakkak Allah... aralarında hüküm verecektir." Kıyâmet gününde çeşitli din sahipleri arasında hüküm verecek ve herkese hakettiği karşılığı verecektir. "Şüphe yok ki Allah yalan söyleyen, kâfir olan hiçbir kimseye hidayet vermez." Yani ezelde küfre sapacağına dair hüküm verilmiş olan hidayet bulmaz. Yani yüce Allah'ın razı olduğu din olan İslâm dinine girmez. Nitekim yüce Allah: "Ve size din olarak İslâm'ı beğenip seçtim" (el-Mâide, 5/3) diye buyurmuştur. Bu âyet önceden de geçtiği üzere (mesela el-Fâtiha, 1/6. âyet, 31. başlık; İbrahim, 14/4. âyetin tefsirinde) Kaderiyye'nin ve diğerlerinin kanaatlerini reddetmektedir. |
﴾ 3 ﴿