30Muhakkak sen de öleceksin, hiç şüphesiz onlar da öleceklerdir. "Muhakkak sen de öleceksin, hiç şüphesiz onlar da öleceklerdir" anlamındaki âyeti İbn Muhaysın, İbn Ebi Able, Îsa b. Ömer ve İbn Ebi İshak: diye okumuşlardır. Bu da güzel bir kıraattir, (aynı anlamdadır). Abdullah b. ez-Zübeyr de böyle okumuştur. en-Nehhâs dedi ki: Bu kabilden olan elifler şaz kullanımlar da hazfedilir. Arap dilinde müstakbel (öleceksin) anlam(ın)da çokça kullanılır. Nitekim hasta olan kimseye: " Şüphesiz ki o bu yemekten hastalanmıştır" denilir. el-Hasen, el-Ferrâ'' ve el-Kisaî şöyle demişlerdir: "Meyyit" şeddeli olarak henüz ölmemiş fakat gelecekte ölecek kimse için kullanılır. "Meyt" ise canı ayrılmış olan kimse demektir. Bundan dolayı burada hafif (şeddesiz) okunmaz. Katade dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a öleceği belirtildiği gibi size de öleceğiniz bildirilmektedir. Sabit el-Bünanî de şöyle demiştir: Bir adam Sıla b. Eşyem'e kardeşinin öldüğü haberini verirken, onun yemek yemekte olduğunu gördü. Sıla ona: Gel yemek ye, kardeşimin öleceği önceden beri zaten bana bildirilmişti. Adam: Nasıl olur? Bu hususta sana haber getiren kişi benim, deyince, o da şöyle demiştir: Yüce Allah bana onun öleceğini haber vermiş ve: "Muhakkak sen de öleceksin, hiç şüphesiz onlar da öleceklerdir" diye buyurmuştur. Bu âyet Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a hem kendisinin hem de onların öleceğini haber verdiği bir hitabıdır. Bunun beş anlama gelme ihtimali vardır: 1- Bu âyet âhiretten sakındırma anlamında olabilir. 2- Amele teşvik olmak için bu hatırlatılmıştır. 3- Ölüme hazırlık olması için hatırlatmıştır. 4- Ümmetler başkası hakkında anlaşmazlığa düştükleri şekilde, onun (Peygamberin) ölümü hususunda anlaşmazlığa düşmesinler diye öleceği haber verilmiştir. Öyle ki Ömer (radıyallahü anh) Hz. Peygamber'in ölümünü kabul etmeyince, Ebû Bekir (radıyallahü anh) ona karşı bu âyeti delil getirince vazgeçmiştir. 5- Yüce Allah başka noktalarda faziletleri farklı farklı olmakla birlikte ölüm hususunda bütün yarattıklarını birbirine eşit kılmıştır; ta ki ölüm noktasında teselli imkânı çokça bulunsun ve bu husustan dolayı duyulacak hasret az olsun. |
﴾ 30 ﴿