27Zevk ve safa sürdükleri nice nimetleri de. "Zevk ve safa sürdükleri nice nimetleri de" âyetindeki:"nun" harfinin üstün ile gelmesi, nimet içinde bulunmak demektir. -Aynı kökten olmak üzere-: "Allah ona nimet ihsan etti" denilir. "Ona nimet verdi, o da nimetten yararlandı" demektir. "Nimet içinde kadın" anlamındadır. "Nimet" şeklinde - "nun" harfi esreli olarak- iyilik, ihsan, lutufta bulunmak ve bir kimseye ihsan olunan nimet olarak verilen şey demektir, ) da böyledir. Eğer "nun" harfi üstün olarak okunursa, o vakit (mim harfinden sonra) med ile; " Bol nimetler" denilir, de -anlam bakımından-onun gibidir. "Filanın malı çoktur" demektir. Bütün bu açıklamaları el-Cevherî'den naklettik. İbn Ömer dedi ki: Burada "nimet"ten kasıt, Mısır Nil'idir. İbn Lehia ise el-Feyyum"dur, demiştir. İbn Ziyad'a göre hayırlarının çokluğu dolayısıyla Mısır topraklarıdır. İçinde bulundukları bolluk ve rahatlık olduğu da söylenmiştir. Bu kelime -"nun" harfi hem üstün, hem de esreli olarak- hem diye hem) diye kullanılır. Bunu da el-Maverdî nakletmiştir. el-Maverdî dedi ki: Bu iki lâfız arasındaki fark iki türlü açıklanmıştır. Birincisine göre "nun" kesreli olursa, sahib olunan mülk hakkında kullanılır. Üstün olarak kullanılırsa beden ve din anlamında kullanılır. Bu açıklamalan en-Nadr b. Şumeyl yapmıştır. İkinci açıklamaya göre "nun" harfi kesreli olursa, minnet ve ihsan ve bağış demektir. Üstün ile okunursa, geniş yaşayış ve rahatlık anlamındadır. Bu açıklamayı da İbn Ziyad yapmıştır. Derim ki: es-Sıhah'ta ifade edilen fark da aynen böyledir, biz de onu zikretmiş bulunuyoruz. Ebû Reca, el-Hasen, Ebû'l-Eşheb, el-A'rec, Ebû Cafer ve Şeybe "zevk ve safa sürdükleri" anlamı verilen kelimeyi elif siz olarak: diye okumuşlardır ki, bu şımarık ve azgın halde oldukları... demektir. el-Cevherî dedi ki: "Gönlü hoş, çok şakacı adam" demektir. Böyle olana: denilir. Aynı zamanda "şımarık ve azgın" anlamına da gelir. Bu âyet: şeklinde "azgın ve şımarık idiler" anlamında okunmuştur. Aynı şekilde "Bol nimetler içinde" anlamında da okunmuştur. el-Kuşeyrî bu okuyuş oyalananlar ve eğlenip duranlar, demektir. Mesela " O çok mizahçıdır" denilir. " Mizah yapan kimse" anlamındadır. es-Sa'lebî dedi ki: Bu iki söyleyiş -uyanık ve tetikte olan kimse anlamına gelen-: ve geniş, ferah anlamına gelen: kelimelerinin iki ayrı söyleyişine benzer. Bir diğer açıklamaya göre "fe"den sonra "elif" ile yiyen bir kimsenin çeşitli fakihe (meyve) türlerinden istifade ettiği gibi çeşitli lezzetlerden faydalanan kimse demektir. Fakihe ise kaçınılmaz olan temel gıdadan fazla olan şeye denilir. |
﴾ 27 ﴿